İşte o gün Dwight bu konuda önderlikte bulundu ve bizi yakın arkadaşı olduğunu söylediği Dönüştür-Adam'la tanıştırdı. | Open Subtitles | وقام دوايت بتولي الأمر وقدم لنا صديق مقرب جدا له اسمه ريساكلوبس |
Kendimi yakın arkadaşı olarak göremem. Değil. | Open Subtitles | حسنا , لم أعتبر نفسي صديق مقرب , لا |
Ryu sensei Kazama sensei ile iyi arkadaş olduğu için partiye gelme ihtimali var. | Open Subtitles | ( بما أن المدرب ( ريو ) صديق مقرب مع المدرب ( كازاما هناك فرصة بأنه قد يأتي إلى الحفلة |
Dinle bak. Editörünü arayacağım. yakın arkadaşım olur. | Open Subtitles | أوتعلمي سوف أتصل بمدير التحرير انه صديق مقرب لي |
Afferin.. Tamam, biliyorum Sam en yakın arkadaşın | Open Subtitles | عمل جيد حسناً أعلم بأن سام صديق مقرب إليك |
Dikkatlice dinle. Adım Logan. Max'in yakın arkadaşıyım. | Open Subtitles | إستمع إلي جيداً ، إسمي هو لوجان أنا صديق مقرب من ماكس ، أخبرني ما هو إسمك |
Hasta, yakın bir arkadaşının intiharına tanık olmuş ve post-travmatik stres yaşıyor. | Open Subtitles | الموضوع مؤلم قليلا من شاهده على انتحار صديق مقرب |
Tanner yakın arkadaşımdır. Hakkında bilgi almayı umuyorum. | Open Subtitles | الرائد (تانر) كان صديق مقرب كنت أريد أن أحصل على معلومات |
Erkek arkadaşı yok, yakın arkadaşı yok. | Open Subtitles | لا يبدوا لديها عشيق , أو صديق مقرب |
Erkek arkadaşı yok, yakın arkadaşı yok. | Open Subtitles | لا يبدوا لديها عشيق , أو صديق مقرب |
John Luther'ın yakın arkadaşı olduğunuz doğru mu? | Open Subtitles | هل هذا صحيح انت صديق مقرب لـ (جون لوثر) ؟ |
Benjamin Rand'in yakın arkadaşı ve danışmanı. | Open Subtitles | إنه صديق مقرب من (بينجامين راند) |
Çok iyi arkadaş olduğunuzu. | Open Subtitles | أنت صديق مقرب له |
Kendine yeni bir en iyi arkadaş buldun. | Open Subtitles | لديك صديق مقرب جديد. |
Seni yakın arkadaşım olarak gördüğümü biliyorsundur umarım. | Open Subtitles | اتمنى ان تعرف بأني اعتبرك صديق مقرب ايضآ |
Ne yakın arkadaşım var, ne ailem. | Open Subtitles | ولدي كرسي طفل في سيارتي "البنتلي" وليس لدي صديق مقرب أو عائلة حقيقية لأتحدث معها. |
Bunu düşünmek, yakın arkadaşın başarısını düşünmekten daha zor. | Open Subtitles | هذا عبء قوي لتحمله أكثر من نجاح صديق مقرب |
CIA yöneticisi Widener'ın, yakın arkadaşın olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأن مدير الإستخبارات المركزية (وايدنر) صديق مقرب |
Dikkatlice dinle. Adım Logan. Max'in yakın arkadaşıyım. | Open Subtitles | إستمع إلي جيداً ، إسمي هو لوجان أنا صديق مقرب من ماكس ، أخبرني ما هو إسمك |
Poligon müdürünün yakın arkadaşıyım. Bana not yazmış. | Open Subtitles | أنا صديق مقرب لمدير الميدان ولدي تصريح منه |
Yakın bir arkadaşının son rötuşları yapmasına izin vermek olabilir. | Open Subtitles | كتكليف صديق مقرب بوضع اللمسات الأخيرة.. |
Benim yakın arkadaşımdır, rol yaparken yardımcı olur | Open Subtitles | (ستيف) هو صديق مقرب ليّ ، وهو يساعدني في التمثيل |