2010'un sonbaharında, Guatemala'dan bir arkadaş Octavio'ya TEDTalk'a giden bir link yolladı. | TED | في خريف 2010 , صديق من جواتيمالا ارسل الى اوكتافيو رابط تيدتوك. |
Sence bu yaştaki bir çocuğun bir arkadaş uydurması sağlıklı mı? | Open Subtitles | بإعتقادك لامشكله في وجود صديق من نسج خياله وهو في هذا العمر؟ |
Dükkanın sahibi, babamın bir arkadaşı. Adı Eddie Harvey. | Open Subtitles | الآن , والمالك هو صديق من والدي يدعى إدي هارفي. |
Paraya ihtiyacı olan birisi vardı gençlik yıllarından bir arkadaşı... | Open Subtitles | شخص كان بحاجة للمال أيضاً. صديق من سنوات مُراهقته. |
Gizli Servisten bir arkadaşla hoş bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | لقد حظيت بمُحادثة لطيفة مع صديق من الخدمات السرية |
Hayır, aslında hukuk fakültesinden bir arkadaşla gittim. | Open Subtitles | لا, ذهبت مع صديق من كلية القانون |
Kimin arkadaşı olmak istiyorsun ha? | Open Subtitles | صديق من تريد أن تكون ؟ |
Rüzgarın esmesini sağlama gücü neye yarar ki eğer bir dostu hapisten çıkaramıyorsan? | Open Subtitles | ما نفع الطاقة التي تجعل الرياح تعصِف إن كنت لا تستطيع إخراج صديق من السجن؟ |
Israil'den bir arkadaşım bana bir katalog verdi. Tanka ihtiyacınız olmaz, değil mi? | Open Subtitles | حصلت على كتاب معروضات من صديق من الكيان الصهيوني لستم بحاجة لدبابة، صحيح؟ |
Şu anda ihtiyacımız olan şehrin içinden bir arkadaş. | Open Subtitles | الآن ، ما نحتاجه فعلًا هو صديق من داخل المدينة |
Onun hayali bir arkadaş değil de bir hayalet olduğuna eminsin değil mi? | Open Subtitles | وواثقه انها شبح وليس صديق من مخيلتك |
CIA'den bir arkadaş, diyelim. | Open Subtitles | دعنا نقول فقط اني صديق من الوكاله |
- Bölge savcısının bürosundan bir arkadaş. | Open Subtitles | صديق من مكتب المدعي العام للمقاطعة |
Düğüne getirebileceğin tarzda bir arkadaş mı? | Open Subtitles | صديق من النوع الذي ستحضرينه للزفاف؟ |
Paraya ihtiyacı olan birisi vardı gençlik yıllarından bir arkadaşı... | Open Subtitles | شخص كان بحاجة للمال أيضاً. صديق من سنوات مُراهقته. |
- Pazar yerinden bir arkadaşı. - Ona saldırdığını iddia ediyor, ama... | Open Subtitles | صديق من السوق، إنها تدعي أنه فرض نفسه عليها، لكن... |
Sa Woo bir arkadaşı sayesinde Sung Hee ile tanıştı. Ve o da aşık oldu. | Open Subtitles | (صديق من الديار يقوم بتعريف (سونغ هي) على (سا وو وهو أيضاً يقع في حبها من النظرة الأولى |
Oyundan bir arkadaşla bir şeyler yemeğe gideceğiz de. | Open Subtitles | سأذهب مع صديق من المسرحية |
Hayır, okuldan bir arkadaşla beraberim. | Open Subtitles | لا, لا أنا مع صديق من المدرسة |
Benim de Bordeaux'dan bir arkadaşla randevum var. | Open Subtitles | حسنًا، أنا لدي موعد مع صديق من (بوردو) مدينة في فرنسا ** |
Kimin arkadaşı olduğu umurumda değil, Josh! | Open Subtitles | انا لا يعنيني صديق من هو (جوش) |
Bay Reynolds'ın yan köyden bir dostu geldi. | Open Subtitles | لدى السيد (راينولدز) صديق من الـ (جانكشن) |
NYPD'den bir arkadaşım bu tür mesajların genellikle tek kullanımlık cep telefonlarından gönderildiğini söyledi. | Open Subtitles | صديق من شرطة نيويورك أخبرني أن هذه الرسائل النصية إرسلت من هاتف يسهل التخلص منه |
Son hikaye ise şu: Hindistan'dan bir arkadaşım bana dedi ki "Asya'da dağıtım için, bir hamamböceğini tırmanmaya ve içindeki her küçük parçanın üzerine işemesi için eğitmediğin sürece elektronik teknolojisinin bir parçasını bile test etmiş sayılmazsın." | TED | آخر قصة هنا: لدي صديق من الهند أخبرني أنك لن تثبت إختبار أي قطعة إلكترونية للتوزيع في آسيا حتى تدرب صرصور يتسلق و يتبول على كل عنصر من الداخل. |