Missy o kadar uzakta değil. çığlıklarını sen de duydun. | Open Subtitles | ميسي ليست ببعيدة من هنا لقد سمعتم صراخها |
İnsanlar sana bakınca, ne giydiğini görmüyorlar ateşi ölçülen bir kedi görüyorlar ve sonra da çığlıklarını duyuyorlar. | Open Subtitles | عندما ينظر الناس إليك لا يرون ما تلبسين يرون قطة مثارٌ غضبها ومن ثم يسمعون صراخها |
çığlıklarını hatırlamıyorum ama bağırdığına oldukça eminim. | Open Subtitles | لا أتذكر صراخها لكني متأكد بانها فعلت ذلك |
Rochester'daki kadın, şu çığlık attığını söylediğim. | Open Subtitles | المرأه من روتشيستر التي اخبرتك عن صراخها |
Birileri Çığlığını duymuş olmalı ki adam planını gerçekleştiremedi. | Open Subtitles | فلابد أن هناك من سمع صراخها. ولم يكن يستطيع إتمام خطته. |
Sessizce kaçmaya çalışırken onun çığlıklarına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع صراخها بينما نحن ذاهبون |
Bir yıl boyunca her gece onun çığlıklarını işittim. Ters giden bir şey vardı, sen de bunun farkındaydın. | Open Subtitles | ولكنني سمعت صراخها كل ليلة لسنة كان بها خطب ما وأنت تعرف ذلك |
Bir yıl boyunca her gece onun çığlıklarını işittim. Ters giden bir şey vardı, sen de bunun farkındaydın. | Open Subtitles | ولكنني سمعت صراخها كل ليلة لسنة كان بها خطب ما وأنت تعرف ذلك |
Bir sürü zavallı hayvanı katletmişler. çığlıklarını duyabiliyorum hâlâ. | Open Subtitles | ذَبحت حيوانات عديدة مسكينة، لازال بوسعي سماع صراخها |
Belki de çığlıklarını bastırmak için sesi iyice açtın. | Open Subtitles | ربما أنك رفعت الصوت لاٍخفاء صراخها |
Onun çığlıklarını kendi dairemden duyardım. | Open Subtitles | لعلمك، كنت أسمع صراخها في شقتي |
Komşular çığlıklarını duyup hemen dışarı çıkmışlar. | Open Subtitles | الجيران سمعوا صراخها وهرعوا للخارج. |
çığlıklarını duyduk. | Open Subtitles | لقد سمعنا صراخها. |
Amber'in babasının, kimse çığlıklarını duymasın diye onu ormana götürdüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ان والد (أمبير) أبقاها في الغابة كي لا يسمع أحد صراخها |
Bana söyleyebilirsin Anton. Hepimiz kızın çığlıklarını duyduk. | Open Subtitles | (أنطون)، يمكنكَ أن تخبرني، سمعنا جميعاً صراخها |
çığlıklarını duydum ve söylenecek bir şey yok. | Open Subtitles | سمعت صراخها ومن ثم لا شيء. |
Gözlerine baktığımda, kurtulmak için çığlık attığını görüyorum. | Open Subtitles | عندما أنظر إلى عينيها، أستطيع أن أرى صراخها لتخرج |
Bir saat sonra, biz silah sesleri ve .sonra da kadının çığlık attığını duyduk. | Open Subtitles | وبعد ساعة سمعنا طلقات ناريه وبعدها سمعنا صراخها |
Arka taraf hoş ve ıssız bir yer. Kimse Çığlığını duymayacak. | Open Subtitles | إن المكان هنا لطيف ومنعزل لن يسمع أحد قط صراخها |
Çığlığını ancak büyü gücüne sahip olanlar duyabilir. | Open Subtitles | فقط اولائك الذين لديهم قوى سحرية يمكنهم سماع صراخها |
Annem, çığlıklarına katlanamaz oldu. | Open Subtitles | والدتي لم تستطع احتمال صراخها أكثر |
Onun çığlık atmasını istemediği için.. | Open Subtitles | حتى يتفادى صراخها |