Söylemeye çalıştım, ama git diye bağırdılar. | Open Subtitles | دعيني أقول أني حاولتُ ذلك, لكنهم صرخوا علي أن أذهب بعيداً |
Bana öyle bir bağırdılar ki, ikimizi de öldürecekler sandım. | Open Subtitles | لدرجة أنهم صرخوا في وجهي بشدّة ظننتهم سيقتلوننا معاً |
Hayatım boyunca bana bir sürü insan bağırdı. | Open Subtitles | حسنا ، هناك الكثير من الناس صرخوا في وجهي خلال حياتي |
Öf, onlar iyi bir şey bağırdı | Open Subtitles | هم صرخوا كثيرا بشكل جيد |
Havaalanına doğru giderken neşe içinde bağırıyorlardı. | Open Subtitles | صرخوا بفرح في طريقهم لأرض المطار |
Ama bağırıyorlardı. | Open Subtitles | لكنهم صرخوا. |
Kaleler, prensler ve hayvanların olduğu hayali bir Dünya'ya adım attım bu sayede bana bağırdıklarında onlara cevap vermek zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | سرحت في عالم خيالي من القلاع والأمراء والحيوانات وحينما صرخوا فيّ لم أكن مضطرة لإجابتهم |
Ve eğer çok gürültü yaparlarsa, onları sessiz bir yere koyardım. | Open Subtitles | ولو صرخوا بشدة فسوف أضعهم فقط فى مكان هادئ |
Aman bebeği alma diye bağırdılar çağırdılar. | Open Subtitles | وطالبتُ قائلةً :"لا تأخذوا الطفل بعيداً، إنهم صرخوا مزعورين، |
Yukarda bana bağırdılar. | Open Subtitles | لقد صرخوا علي في الأعلى |
Ama bağırdılar. | Open Subtitles | لكنهم صرخوا |
Ama bağırdılar. | Open Subtitles | لقد صرخوا |
Onun kardeşleri ona bağırdı... | Open Subtitles | إخوته صرخوا فيه... |
bağırıyorlardı. | Open Subtitles | صرخوا كتير |
Bu akşam, onlar "kes" diye bağırdıklarında öpüşemedik gerçekten ama gerçekten çok hayalkırıklığına uğradım ve seni gerçekten öpmek istemiştim. | Open Subtitles | لا أدري, عندما صرخوا الليلة توقفوا و لم نتبادل القبلة, شعرت بخيبة الأمل حقاً و قد أردت تقبيلك |
Ve eğer çok gürültü yaparlarsa, onları sessiz bir yere koyardım. | Open Subtitles | ولو صرخوا بشدة فسوف أضعهم فقط فى مكان هادئ |