Asıl mesele şu Blackadder, konseri organize edecek bir adam bulmak çok zor olacak yahu. | Open Subtitles | الآن, مشكلتي, يا بلاكادر هي أن إيجاد رجل يُنظم الحفلة الموسيقية أمرٌ صعبٌ جداً. |
Yılın her zamanında etrafta yürümek çok zor ama kışın özellikle inanılmaz zor. | Open Subtitles | والسير في الأرجاء صعبٌ جداً في أيّ وقتٍ من العام، لكن في الشتاء، إنه عسير |
Kız için çok zor, Bay Carson. | Open Subtitles | إنهُ صعبٌ جداً بالنسبةِ للفتاة سيد "كارسون". |
- Elbette ne düşündüğünü umursuyoruz ve bunun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bu olabilecek en iyi çözüm. | Open Subtitles | - يا حبيبي، بالطبع نهتم لرأيك - وأعلم أنّ هذا الأمر صعبٌ جداً عليك لكنّ هذا هو الخيار الأفضل |
Anlaması nasıl bu kadar zor olabilir? | Open Subtitles | لمَ هذا الأمر صعبٌ جداً لإسيتعابه؟ |
Biliyorum bu sizin için çok zor. | Open Subtitles | حسناً ، اعلم أن هذا صعبٌ جداً عليكِ |
- Bu meseleyi tartışmak onun için çok zor. - Hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | إنهُ موضوعٌ صعبٌ جداً بالنسبةِ لهُ ليُناقشه- يمكنني أن أتصور- |
Manhattan'da bir adam bulmak çok zor. | Open Subtitles | فهو صعبٌ جداً إيجاد رجلٍ في مانهاتن |
Başarısız. Sonuçta, çok zor bir iş. | Open Subtitles | إن الأمر صعبٌ جداً بعد كل شئ |
Bunun benim için çok zor olduğunu anlamalısın. | Open Subtitles | أتفهمني إنه صعبٌ جداً عليّ |
Ama benim için bu çok zor. | Open Subtitles | لكنّه صعبٌ جداً بالنسبة لي |
Senin için çok zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ وأن كان ذلك صعبٌ جداً عليكِ! |
- Yapma ama. - Onu ikna etmek çok zor. | Open Subtitles | بحقك فقط هو يجعله صعبٌ جداً |
Bu çok zor değildi mesela. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعبٌ جداً |
Sese dayanamayınca, çok zor. | Open Subtitles | صعبٌ جداً عندما لا تطيق الصوت |
Zor! çok zor! | Open Subtitles | صعب , إنه صعبٌ جداً |
Bu çok zor Çok zor. | Open Subtitles | أمرٌ صعبٌ جداً, إنه أمرٌ صعب |