Bu o mektupların bir tanesinden alıntı. ''12 yaşındaki oğlumda otizm var ve matematikle ilgili çok zor zamanları oldu. | TED | هذا مقتطف من أحدى تلك الرسائل " أبني ذا ال 12 ربيعاً مصاب بالتوحد ولديه صعوبة بالغة في فهم الرياضيات |
Kurumdan ayrıldıklarında da topluma ve hayata entegre olmak için yine zor şartlar onları bekliyordu. | TED | عندما يتركون المؤسسة، يجدون صعوبة بالغة في التعامل و الاندماج في المجتمع. |
Bu da kerkenez kuşu kadar keskin gözleri olan biri için bile inanılmaz derecede zor. | Open Subtitles | ما يعني صعوبة بالغة في اقتناصه، حتى بالنسبة لطير مزود بعيون جيدة كالعوسق. |
Bununla rekabet etmede zor anlar yaşayacak. | Open Subtitles | ستجد صعوبة بالغة في التتنافس مع ذلك. |
Bu da maskelerini düşürmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل ممن يظهر صعوبة بالغة لكشف حقيقتهم |
Aynı Cantor gibi o da, başa çıkması oldukça zor acımasız eleştirilere maruz kaldı. | Open Subtitles | فتماماً مثل (كانتور)، واجه معارضة حقودة الذي هو أيضاً وجد صعوبة بالغة في التعاطي معها. |
Ben yeri doldurulması çok zor olan birisiyim. Evet, öylesin. | Open Subtitles | وجدت صعوبة بالغة لإيجاد بديل |
Nesi zor anlamadım. | Open Subtitles | لا أرى صعوبة بالغة في ذلك. |