"صغير السن" - Translation from Arabic to Turkish

    • genç bir
        
    • genç ve
        
    • Çok genç
        
    • olanın ömrü kısa
        
    Son bir kaç gün içinde buradan geçen genç bir çocuk gördün mü? Open Subtitles هل رأيت شاباً صغير السن يمتطي حصاناً في الأيام القليلة الماضية؟
    İşte bu yüzden genç bir adam gibi oynamaya devam etmelisin. Open Subtitles اجل , لهذا عليك ان تلعب مثل رجل صغير السن
    Evvel zaman içinde Ordu Haberalma Örgütü için çalışan genç bir psikiyatristtim. Open Subtitles في إحدى المرّات، لقد كنتُ طبيب نفسانيّ صغير السن في وكالة الدفاع الأمريكيّة
    genç ve inatçı olması, beni kötü hissettiriyor. Open Subtitles إنه صغير السن وعنيد وهذا يجعلنى أشعر بالسوء
    Henri Young, hayatı için yargılanıyor, San Francisco mahkeme salonunu terkederken görünüyor ve arkasında genç ve artık popüler olan kamu savunucusu, James Stamphill var. Open Subtitles هنرى الصغير ، فى المحاكمة من اجل حياتة شُوهدَ يُغادر دار القضاء بسان فرانسيسكو ومعة محامية الجديد صغير السن جيمس ستامفيل
    - Çok genç görünüyor. Open Subtitles كان يبدو صغير السن متى ألتقطت هذة الصورة ؟
    - Onu tanıyan insanlarla konuş. - Evet, belki genç bir aşık. Open Subtitles تكلم مع من يعرفها ربما لديها حبيب صغير السن
    Çok enerjik, genç bir memur olan Dedektif Nugent odaya girdi. Open Subtitles المحقق نوجينت الضابط صغير السن والمفعم بالحيوية
    genç bir kral olmasının ne kadar riskli olduğunu biliyorlar. Open Subtitles إنهم يعلمون كم هو خطير أن يكون لهم ملك صغير السن.
    Yani belli ki bu yaşlı fare gençleşmiş görünüyor. Daha çok genç bir fare gibi hareket ediyor. TED لذا وبكل ما تحمله الكلمة من معنى، يبدو أن هذا الفأر المسن قد استعاد شبابه -- وهو يتصرف أكثر كفأر صغير السن.
    Çünkü senin gibi iyi ve genç bir koçtan faydalanabiliriz. Open Subtitles من الجيد استقدامانا مدرب صغير السن مثلك
    genç bir suçluydu. Islah oldu. Open Subtitles كان جانح صغير السن الذي أصلح نفسه
    Doğruyla yanlışı ayıramayan genç bir suikastçi. Open Subtitles قاتل صغير السن " لايعرف الصواب من الخطأ.
    Bir gece, çok şiddetli bir silahlı çatışmanın ardından genç bir teğmenle karılaştı. Open Subtitles وفي إحدى الليالي، بعد" "تبادل إطلاق نار شنيع "وجدت ملازم صغير السن"
    Ne kadar sevimli genç bir çift! Open Subtitles ! يا لكم من ثنائي جميل صغير السن
    Henri Young, hayatı için yargılanıyor, San Francisco mahkeme salonunu terkederken görünüyor ve arkasında genç ve artık popüler olan kamu savunucusu, James Stamphill. Open Subtitles هنرى الصغير ، فى المحاكمه من اجل حياته شُوهدَ يُغادر دار القضاء بسان فرانسيسكو ومعه محاميه الجديد صغير السن جيمس ستامفيل
    Onu korumaya çalıştım fakat o genç ve mağrurdu. Open Subtitles انا احولت ان احميه... ولكنه كان صغير السن ومُتكبر.
    Nasıl kalp krizi geçirmiş olacağını anlamıyorum. O Çok genç. Open Subtitles لا أعرف كيف أصابته أومة قلبية إنه صغير السن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more