Ailesi onu cinayet suçlamasından uzak tutmak için savcıyla bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | والديه عقدوا صفقة من المحكمة لابعاده من تهمة القتل |
İçinde ben varken Edward'a kazık atacak bir anlaşma yapmaya kalktın. | Open Subtitles | حاولت انت تجري صفقة من الممكن ان تقضي على ادووارد و علي ايضاً |
Luke, Cumhuriyetçi bir senatör sana bir anlaşma teklif etti. | Open Subtitles | لوقا، وكنت للتو قد عرضت صفقة من قبل عضو مجلس الشيوخ الجمهوري على الميزانية. |
Başkası için bir anlaşma kabul ettiğin ve o dışarıda sen içeride olduğundan pişmansın. | Open Subtitles | ندمت لأنك قبلت صفقة من أجل شخص هو طليق الآن بينما أنت سجين |
Biliyorsun, yat anlaşması ama sen bana ilham verdin. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أني عملت صفقة من أجل اليخت لكنكِ ألهمْتِني لأكتب لكِ شعراً |
Güvenliğinizi sağlamak için bir anlaşma önerisinde bulundum. | Open Subtitles | حسنا ، قد أكون قادرا على التفاوض صفقة من شأنها أن تضمن سلامتك. - - ما هو نوع من الصفقة؟ |
Yeni bir sayfa açmamız için bir anlaşma yaparım. | Open Subtitles | نعقد صفقة من أجل أنفسنا بداية جديدة |
Gizli ortaklık tarzı bir anlaşma için etrafı yokluyormuş. | Open Subtitles | تبحث عن صفقة من نوع الشريك الصامت |
Nasıl bir anlaşma? | Open Subtitles | صفقة من أي نوع؟ |
Derece cinayetle suçlanırken, onlar itirafa geçecekler! Mümkünken bir anlaşma yap! | Open Subtitles | اصنع صفقة من أجلك بينما يمكنك ذلك، (أرجينتو)! |
Sanki bir anlaşma yapmıştı. | Open Subtitles | كأنها صفقة من نوع ما |
Nasıl bir anlaşma? | Open Subtitles | صفقة من أيّ نوع؟ |
Sam için bir anlaşma yaptın değil mi? | Open Subtitles | . . عقدت صفقة من أجل (سام) , صحيح؟ |
Ben Anna için bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | أنني.. أنني أبرمتُ صفقة من أجل (آنا). |
Duyduklarıma göre Adalet Bakanlığı onun için Vegas anlaşması yapmaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | سمعت أن وزارة العدل تحاول أن تتوصل مع "فيغاس" إلى صفقة من أجله |
"Music Meister altı haneli kitap anlaşması imzaladı." | Open Subtitles | "يحصل مايسترو بالموسيقى على صفقة من 6 أرقام لبيع كتابة" |