| - Benim anlaşmam! Thomas'la anlaşmaya yönelik ilk görüşmeyi Mintz gerçekleştirmiş. | Open Subtitles | ــ هذه صفقتي ــ في البداية قابل مينتز , توماس في قاعة لاماز |
| İş anlaşmam! Su Dünyasına gitmem lazım. | Open Subtitles | صفقتي لبيع الفقمات , عليّ الذهاب لسي لاند |
| Hikayendeki tüm haklarımı ve anlaşmamı nasıl bu ahmak bilginin kucağına attığını anlat bana. | Open Subtitles | أريدك أن تفسري لي كيف تحولت صفقتي والحق الحصري لي إلى أيدي ذلك الأحمق |
| Benim anlaşmamı dert edeceğine niye kendin de bir anlaşma yapmıyorsun? | Open Subtitles | بدلا من أن تقلق حول صفقتي ، لماذا لا تحصل على أحد يكون ملكك ؟ |
| Hayır Wade, bu anlaşmayı size, bana para vermeniz için getirmiştim. | Open Subtitles | كلا ، لكن يا وايد أحضرت لك هذه الصفقة كي تقرضني المال لأوظفه فيها ، إنها صفقتي |
| Ancak anlaşma koşullarım kabul görene kadar tek bir kelime dahi etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لن أقول كلمة أخرى . حتى يتم الموافقه على شروط صفقتي |
| Benim teklifimi duydun, başka şartım yok. Kabul et ya da unut. | Open Subtitles | سمعت صفقتي ما بها من شروط اقبلها أو اتركها |
| - Bu benim anlaşmam ben söylediğimde birini vurursun, tamam mı? | Open Subtitles | لايهمني ذلك أنها صفقتي وأنا أقرر عندما يتعلق الامر بالاطلاق على أحدهم |
| Burada bir sonraki anlaşmam için düşündüğüm beş şirket var ve yasal açıdan değerlendirmesi için birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | لدي خمس شركات أريدها بأن تكون صفقتي التالية وأريد شخصٌ ما بأن يقيّمها |
| anlaşmam bozulursa diye bir sigortaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | إحتجت ضمان من نوعِ ما، في حال فشلت صفقتي |
| "Yazın sayesinde anlaşmam iptal edildi, Seninle konuşmak..." | Open Subtitles | قصّتك هددت صفقتي أنا لن أتكلم معـ |
| Bannon benim çalışanım, onun anlaşması benim anlaşmam. | Open Subtitles | "بانون" هو موظفي، لذا فأن صفقتة هي صفقتي |
| Onlarla olan anlaşmamı, uzun süredir takip etmenizin sebeplerinden birinin bu olduğunu düşünüyorum dolayısı ile onlarla baş edebilirsiniz. | Open Subtitles | التي جعلتكم تتابعون صفقتي معهم منذ مدة طويلة، إذن تستطيعون التعامل معهم |
| Jeff À La Carte için ilk anlaşmamı yaparken aynısını yaşadım. | Open Subtitles | كان رد فعلي مشابهاً حين عقدوا معي صفقتي الأولى. |
| anlaşmamı kabul edene kadar bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | ليس حتى أحصل على صفقتي. |
| Benim anlaşmamı çalmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يأخذ صفقتي |
| Şimdi, adamlarımdan biri bana karşı koyup anlaşmayı tehlikeye atarsa kolunu koparırım. | Open Subtitles | اذا تحداني احد رجالي, و وضع صفقتي في خطر. أخلع ذراعه. |
| anlaşma çok sağlam. anlaşmayı ben yazdım. Benden alamadıkları gibi ondan da alamazlar. | Open Subtitles | كتبتها بنفسي، لا يستطيعون سلبها إياها كحال صفقتي |
| Demek anlaşma yaptınız? Tamam. İste benim şartlarım. | Open Subtitles | اذاً أصدقائك قامو بعمل صفقة ، حسناً اسمع صفقتي |
| Prensin cesedini zirvede uzandığını gördüğümde teklifimi kabul ettiğini anlayacağım. | Open Subtitles | سأتأكّد أنّك قبلت صفقتي عندما أرى جثّة الأمير فوق تلك القمّة |
| Benim paketimi almaya çalıştığı için o piç sırığı bıçaklamak zorunda kalacaktım zaten. | Open Subtitles | كنتُ سأطعن ذلكَ الحقير على أي حال بسبب محاولتهِ سرقة صفقتي |
| anlaşmamın onaylandığına emin olmak istiyorum. Ondan sonra hizmetinizdeyim. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتأكد من إتمام صفقتي وبعد ذلك، أنا في خدمتكم |
| Şartlarımı kabul etmeliydin. | Open Subtitles | كان عليك أن تقبل صفقتي |
| Ama James Frey'in bir kitap anlaşması var ve bunu ben de istiyorum. | Open Subtitles | لكن (جيمس فري) ما زلت لديه صفقة لإصادر كتاب و أنا أريد صفقتي |