Hiçbiri. Lagos denen adamı öldürmeye çalışacağım. Giles'a barış hediyesi. | Open Subtitles | ولا اى منهما, فأنا احاول قتل من يدعى لاجوس كهدية صلح إلى جايلز |
Tamam, hepsi burada ve bu insanların barış görüşmelerinin önemli bir ihtiyaç vardır. | Open Subtitles | حسناً ، جميعهم هنا ، هؤلاء الناس فى حاجة ماسة لمجلس صلح |
Bizi öldürmek istese de, bizimle barış yapmak istese de bizi kamplarına götürmesi onun iyiliğine olur. | Open Subtitles | إنْ كان يرغب بقتلنا أو مساعدتنا في إقامة صلح في كلتا الحالتين |
Seninle barış yapmak istedim. | Open Subtitles | رغبت في عقد صلح معك |
barış yapmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأجل صلح |
Buraya barış yapmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لعقد صلح |
Thelonious gelemedi ve Kane de iki gün önce sizi geri almak için dünyalılarla barış yapmaya gitti. | Open Subtitles | ثيلونيوس) لمْ ينجُ) و (كاين) غادر قبل يومين في محاولة عقد صلح مع الأرضيين |
barış. | Open Subtitles | صلح |