"صمتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sessizliği
        
    • sessizliğini
        
    • sessiz kalması
        
    • Suskunluğu
        
    • sessinin çıkmasını
        
    Söylemleri için zenginlikle ödüllendiriliyordu ama bugün sessizliği için ödüllendirilecek. Open Subtitles . كان كلامها يدرّ عليها ربحاً وفيراً، أمّا اليوم فستكافأ على صمتها.
    sessizliği yaşadığı şiddetli şok durumuna karşı gösterdiği ani bir duygusal travma. Open Subtitles صمتها ردة فعلٍ عاطفيّة حادة إثر الصدمة الشديدة التي مرّت بها.
    O özel biriydi ve annem sessizliği severdi Open Subtitles انها لم تكن مجرد شخص عادي. كان لدى أمي الكثير للحفاظ على صمتها في الواقع، يتوقف ذلك على رزقها
    İki hafta bekledikten sonra, ölüler sessizliğini bozmaya karar verdi. Open Subtitles بعد أسبوعين من الانتظار, وكان القتلى اختار لإنهاء صمتها .
    sessizliğini yıkmanın yollarını bulur. Open Subtitles لقد تم إستدعاء المعاقب. سيجد طرقاً لكسر صمتها.
    Harrison, Anna'ya sessiz kalması için ne kadar vermen gerekiyorsa ver. Open Subtitles هاريسون، على آنا أن تلزم الصمت. إدفع لها مالاً مقابل صمتها.
    Suskunluğu. Open Subtitles صمتها
    Belki de onun sessinin çıkmasını istememiştir, Efendim. Open Subtitles ربما فضل صمتها يا سيدي
    Ancak, hiçbir pişmanlık belirtisi yok. Bence sessizliği bize çok şey anlatıyor. Open Subtitles ومع ذلك لا تظهر أيّ ندم، وأعتقد أنّ صمتها خير دلالة على ذلك.
    Belki sessizliği bir tür protestodur. Cinsiyet yanlılığı olabilir. Open Subtitles ربما كان صمتها شكل من أشكال الاحتجاج
    Belki sessizliği bu yüzden onlara karşı bir silah olarak kullanıyor. Open Subtitles ربما هذا سبب صمتها كسلاح ضده
    sessizliği ise sağır edebilir. Open Subtitles صمتها قد يٌسبب الصمم
    Kanıma karşılık onun sessizliği. Open Subtitles دمي مقابل صمتها
    Ondan sonra ölene kadar sessizliğini korudu. Open Subtitles بعد ذلك، حافظت على صمتها.. بما أنها قد ماتت
    Ama bugün sessizliğini bozdu ve tweet'inde destekleyici... Open Subtitles لكن اليوم كسرت صمتها وغرّدت
    Ziyaretçi Üst Komutan Anna dün gece Concordia galasındaki herkesi şoke eden suikast girişiminde vurulan yardımcısı Marcus'un durumu hakkındaki sessizliğini henüz bozmadı. Open Subtitles القائدة العليا للزائرين (آنا)، ستكسرُ صمتها بخصوص حالةِ نائبها (ماركوس). تبعاً للمحاولة المرعبة لاغتياله ليلةَ أمس، في مؤتمر "كونكورديا".
    Annemle sessiz kalması için yaptığım bir anlaşma ayrıca kendisine ait George Foreman yağsız aromalı ızgarasını da ara sıra kullanmama izin veriyor. Open Subtitles انها صفقة أجريتها مع أمي مقابل صمتها عن المسألة أيضاً الاستخدام المعتاد لشوّايتها
    Bu noktada sessiz kalması için ne isterse vereceğimizi biliyor. Open Subtitles هي الآن تعرف أننا سنعطيها كل شيء مقابل صمتها.
    Suskunluğu. Open Subtitles صمتها
    Belki de onun sessinin çıkmasını istememiştir, Efendim. Open Subtitles ربما فضل صمتها يا سيدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more