Ve bu makine ameliyatları mümkün kılıp hayat kurtarabiliyor çünkü kafamızdaki bu ortamda çalışmak için tasarlandı. | TED | وتلك الآلة قادرة على تمكين العملية الجراحية وإنقاذ الأرواح لأنها صممت بناء على هاته البيئة. |
Çoğu sınav, sizi ezmek için tasarlanmış zihinsel ve fiziksel görevlerden oluşur. | Open Subtitles | معظم التعهدات تتألف من الكراهية المطلقة و التخلف العقلي اللتي صممت لتكسركم |
Makineyi öyle tasarladı ki, köprü bir mikro saniye içinde açılıyordu. | Open Subtitles | صممت آلة حتى يتمكن الجسر أن يفتح فقط لمايكرو ثانية |
Reebok için ayakkabı da yaptım, kıyafet için bir nevi hobi olarak. | TED | صممت أحذية لشركة ريبوك كذلك، كنوع من الهواية في الاكسسوارات. |
Aktif hayatı olan erkekler için yapılmış özel formüllü saçımsı bir içerik. | Open Subtitles | انها مادة صيغت خصيصاً لتشبه الشعر صممت للرجال النشيطين في مضمار المواعدة |
Gösterini bilerek hiç bi kızı düzmemek için sen mi tasarladın? | Open Subtitles | هل صممت فنك لكى تتأكد انك لن تضاجع اى فتاة لبقية حياتك ؟ |
Ama teknolojiye pek güvenmediğim için ona bir tuzak da hazırladım. | TED | ولكن لأني لا أثق بالتكنولوجيا، صممت أيضا فخًّا لها. |
Ve bir sörf tahtası ile de beraber kullanılmak üzere tasarlanmıştır. | TED | وقد صممت هذه البذلة كي تتناسب مع لوح التزلج. |
İçimizden biri yolunu kaybedecek olursa diye, Jedi'ları tutmak için yapıldı. | Open Subtitles | انها صممت لان تتحمل الجاداي اذا ما احد منا ضل الطريق |
İçerideki pek çok şeyi ve mobilyaları o tasarlamış. | Open Subtitles | الكثير من الاشياء بالداخل والمفروشات صممت من قبله |
1952'de enstitünün arkasındaki korulukta tasarlandı. | TED | التي صممت على تلك الآلة في الغابات خلف المعهد |
Neredeyse hiç. Benim için özel tasarlandı. | TED | .وتزن 15 باونداً ولا مثيل لها .. وقد صممت خصيصا لقفزتي |
Uçak Langley Araştırma Merkezi'nde tasarlandı. | TED | ولقد صممت هذه الطائرة في مركز لانغلي للابحاث |
Tayfaların kaskları. Onlar suyun altında yüzebilmek için tasarlanmış, değil mi? | Open Subtitles | خوذات القوات , صممت لتحسين الرؤية تحت الماء , صحيح ؟ |
Numara bir kadın için tasarlanmış, aletin takılır dediler ama nasıl yapılacağını buldum. | Open Subtitles | لأن هذه الحيلة صممت لتفعلها النساء لأن أعضائك ستتشابك لكنني اكتشفت كيفية حلها |
Lima'daki bir mühendislik üniversitesi, devasa bir reklam panosu tasarladı. Bu pano havadaki nemi emerek saf suya çeviriyor ve günde 90 litreden fazla su üretiyor. | TED | كلية هندسة في ليما صممت لوحة إعلانات عملاقة التي تمتص الرطوبة الجوية وتحولها إلى مياه نقية، تولد أكثر من 90 لتراً من الماء كل يوم |
Bana benzeyeceklerini düşündüm, dolayısıyla onlara benim gözlerime benzeyen gözler yaptım. | TED | كنت أظنهم سيكونون بنفس مظهري، ولهذا صممت أعينًا تحاكي عيناي. |
Kağıt gibi, çok esnek bir malzemeden yapılmış olmalarına rağmen dayanırlar, bozulmazlar. | TED | وهي تدوم طويلاً، على الرغم من أنهم صممت من مادة مرنة، مثل الورق. |
- Evi sen tasarladın değil mi? | Open Subtitles | انت الذى صممت المنزل اليس كذلك؟ |
Bu yüzden, Süpermen için bir seri test hazırladım ve sizin yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذا لقد صممت سلسلة من الاختبارات من أجل سوبرمان, وأريد مساعدتكم. |
Kamuflajı ve aldatmayı kullanırız. Üssümüz gizli olmak için tasarlanmıştır. | Open Subtitles | نستعمل التنكر والتخفي قواعدنا صممت لتكون مخفية |
Ve bu nohut, kurutulmuş süt ve birçok vitaminle yapıldı, beynin tam olarak ihtiyacını karşılamak üzere. | TED | وهذه مصنوعة من الحمص، الحليب المجفف ومجموعة من الفيتامينات، صممت لتماشي بالضبط احتياجات الدماغ. |
Bil bakalım ordunun kullandığı yer bulma sistemini hangi şirket tasarlamış? | Open Subtitles | احزر ما الشركة التي صممت نظام الاقتفاء الذي يستخدمه الجيش؟ |
Testler Cimmerialılar'a gerçekte ne olduğumuzu anlamaları için dizayn edildi... ..yeterince ilerleyince bizi görebilmeleri için. | Open Subtitles | لقد صممت هذة الإختبارات لكى تخبرنا متى سوف يكون السيميريون . متقدمين بما فية الكفاية ليرونا على حقيقتنا |
Aslında bu logoyu ben tasarlamıştım. Sörf tahtasının üzerine koymuştum. | Open Subtitles | انا في الحقيقة صممت ذلك الشعار وضعته على لوح طويل |
Dünya klasında bir galeriyiz çünkü fakir çocukların dünya klasında bir galeriye sahip olmaları gerekir. Ve bende bunu tasarladım. | TED | لدينا معرض ذو طراز عالمي لاننا نؤمن ان الاطفال الفقراء يحتاجون الى معرض من الطراز العالمي لذلك صممت هذا الشيئ. |
Aslında çok iyi bir çalışan denizaltı, ve bu sebeple üretildi zaten. | TED | انها في الواقع غواصة تعمل بشكل جيد جدا، هذا ما قد صممت لأجله. |
Deney aslında felsefi bir kavram olan hedonizmi çürütmek amacıyla tasarlanmıştı. | TED | صممت التجربة في الواقع لدحض نظرية فلسفية، تدعى مذهب المتعة. |