"صندوقِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • kutusuna
        
    • kutusunda
        
    • fonuna
        
    • kutusundan
        
    Sizin sigorta kutusuna ulaşıp devre kesici anahtarı sökmeliyiz. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نفتح موقفات صندوقِ الصمامات الكهربية.
    Şey, bak, seni buzdolabı kutusuna koyarlar ve kapısını kapatırlar ve üzerine tonlarca mermi sıkarlar. Open Subtitles حَسناً، يَرى، وَضعوك في هذا صندوقِ الثلاجةِ، هم سَيُغلقونَ البابَ، وهم سَيُطلقونَ دزينة دوراتِ إليها.
    Pekala, bunları senin için posta kutusuna atmamı ister misin? Open Subtitles حسناً، حسناً , هل تريدني أن أوصل هذه إلى صندوقِ البريد من أجلك؟
    Tüm kötülükler gittikten sonra Pandora'nın kutusunda ne kalmış biliyor musun? Open Subtitles تَعْرفُ الذي تُرِكتَ في صندوقِ باندورا عندما الشرّ هَربَ؟
    Sonra Jess bunu bulunca "Yüzük kutusunda ne olabilir acaba" demesin. Open Subtitles ومثل، لذا هي يمكِنُ أَنْ تجدَها وتَقول, "أَتسائلُ مالذي في صندوقِ".
    Benim dolapta eski bira kutusunda olacak. Open Subtitles هو في صندوقِ بالانتين قديم في حجرتِي.
    Belediye başkanının yeniden seçim fonuna yaptığımız bağışı hatırlat. Open Subtitles ذكّرْهم بتبرّعِنا إلى صندوقِ إعادةِ إنتخاب رئيسَ البلدية
    İn o posta kutusundan. Kamu malı o. Open Subtitles إنزل من على صندوقِ البريد هذا إنها ملكيةُ حكوميةُ، هيا تحرك
    Müşterilerimiz o kadar şikayet ediyorlarsa, dilek şikayet kutusuna mesaj bırakabilirler. Open Subtitles إن اعترض الزّبائن، بإمكانهم وضع ملاحظة في صندوقِ اقتراحاتنا.
    Posta kutusuna koşup, mektuplar alınmadan şunu bırakmalıyım. Open Subtitles عِنْدي gotta يَضْربُ إلى صندوقِ البريد، أسقطْ تلك الرسالةِ في قبل الشاحنة الصغيرةِ الأخيرةِ.
    Söyle ona, mendil kutusuna bir mini kamera yerleştirebiliriz. Open Subtitles أخبرْها نحن يُمْكِنُ أَنْ نُصبحَ a حدبة أحمرِ شفاه في صندوقِ النسيجَ. فقط حاجة a وقت صَغير.
    Kafasını alet kutusuna vurup gırtlağını sıktınız-- Open Subtitles حطّمتَ رأسها إلى ذلك صندوقِ العُدّة، مَسكتْها بالحنجرةِ...
    Seni arka sıraya yerleştiriyorum... böylece kimse senin sesinle ilgili şikayet kutusuna gitmeyecek. Open Subtitles أُحرّكُك إلى الصف الخلفي... لكي لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَسْمعَ بأنّ صندوقِ النعيقِ بأنّك تَتّصلُ a صوت.
    Puro kutusuna kırk dolar bırakılmış. Open Subtitles 40$ يسار في صندوقِ السيجارَ.
    Sanırım Herson'ın kanıt kutusunda böyle bir şey görmüştüm. Open Subtitles . شيء منشارِ مثل هذا في صندوقِ دليلِ Herson.
    Kusura bakmayın, anahtarlar posta kutusunda. Open Subtitles -آسف -المفاتيحَ في صندوقِ البريد
    Evet, bu Usta Yao. Seyahat kutusunda. Open Subtitles (نعم، إنهُ المُعلم (يــاو في صندوقِ نقلِه
    - Posta kutusunda. Open Subtitles - في صندوقِ البريد.
    Parayı Çocuklara yardım fonuna gönderdim. Open Subtitles أرسلتُ المالَ إلى صندوقِ الأطفالَ
    Ancak herkesin Greg'in fonuna ulaşmaya yetkisi yoktu. Open Subtitles لكن ليس كل شخص يصل (إلى صندوقِ إئتمان (جريج
    Önce evinin önündeki posta kutusundan faturalarını çalacaksın. Open Subtitles ستبدأ بسرقةِ فواتير الكهرباءِ والماء .من صندوقِ البريد الذي أمام شقته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more