"صنعها" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaptığı
        
    • yaptı
        
    • yapılmış
        
    • yapmış
        
    • yarattığı
        
    • yaptın
        
    • yaptım
        
    • yapımı
        
    • yaptığını
        
    • yapan
        
    • yapmak
        
    • Yapması
        
    • yapıldı
        
    • yapmıştı
        
    • yaratılmış
        
    Bunlar, Kanzi'nin kullandığı kayalar, bunlar da onun yaptığı parçalar. TED هذه هي الصخور التي أستعملها كانزي وهذه الرقائق التي صنعها.
    Biz yaptık. - Bazılarımız yaptı desek daha doğru olur. Open Subtitles حسناً , بعض منا صنعها نحن ساعدنا , حسناً ؟
    Öyle ki bu birlikte yaşadığımız ve olduğu gibi kabul ettiğimiz kara kutular başkaları tarafından yapılmış ve oldukça karmaşık şeyler. ve bunları öğrenebiliriz. TED لذلك فان هذه الصناديق السوداء التي نعيش معها ضمنيا تمثل حاليا أشياء معقدة صنعها أشخاص آخرون وبامكانك فهمها
    Burada satıyorlar da. En kötüsünü alacağım. Ve ben yapmış gibi davranacağım. Open Subtitles هناك مكان هنا لبيعها , أختار أسوأها و أتظاهر بأنى من صنعها
    Şimdi belli bir sonucun zihinsel kapasitende yarattığı farka odaklanıyorum. Open Subtitles أنا الآن أقوم بالتركيز على الاختلاف لسعة تفكيرك المتتالية المخصصة التي يمكنك صنعها
    Bu çocuk komik gözlükler takıyordu onları da mı sen yaptın? Open Subtitles هذا الولد كان كان يرتدي تلك النظارات الغريبة , هل أنت من صنعها ؟
    Arkadaşın Frankenstein var ya, hani Tyler denilen, onun yaptığı zehirli şekerlerden yedin. Open Subtitles فقد أكلت بضعا من كريات السم التي صنعها صديقك فرانكنشتاين تايلور جاء بها
    Bir uzaylı donanmasıyla savaşıyordun, insanların yaptığı uzaylı melezi uçaklarla. Open Subtitles ..كنت تحارب أسطول مركبات فضائية بمقاتلات صنعها البشر والكائنات الفضائية
    Etrafındaki kanyon duvarları kadar sert inşa edilmiş Hover Barajı insanların yaptığı ve halen ayakta kalmış son yapılardan biridir. Open Subtitles حوامات السّد بنيت لكي تكون قاسية كحيطان الوادي التى تحيطها إنها أحد آخر المنشآت التى صنعها البَشَر وما زلت صامدة.
    Deniz suyunda bekletilmiş ve güneşte kurutulmuş çeyrek inçlik deriden yaptı. Open Subtitles لقد صنعها من من ربع بوصة من الجلد المجفف تحت الشمس ومغرّقة بالماء المالح
    Ve sürekli bozuluyor çünkü akıllının biri onu çok zaman önce yaptı. Open Subtitles ومتوقفه دائماً لان الرجل الذكي صنعها منذ فتره طويله
    Yani ya başka yerde yaptı ya da biri ona yardım etti. Open Subtitles مما يعني إنه قد صنعها في مكان ما أو شخص ما ساعده ما رأيك؟ يبدو جيداً
    Sağdakiler Neandertaller, Avrupa'da yaşayan uzak kuzenlerimiz doğrudan atalarımız değil, tarafından yapılmış. Ve 50.000 ya da 60.000 yıl öncesine ait. TED التي على اليسار صنعها البشر البدائيون، أبناء عمومتنا الذين من أوروبا، وليس أسلافنا، وعمرهم ما يقارب ما 50000 أو 60000 سنة
    İçi bir İngiliz yat gemisine benzeyecek şekilde yapılmış. TED صنعها لتبدو كداخل سفينة إبحار إنجليزية.
    Bir araba satın alacak imkanı olmadığı için bunu yapmış, ama aynı zamanda da nasıl yapacağını bildiği için elbette. TED صنعها لأنه لا يستطيع شراء سيارة و لأنه يعرف كيف يصنع واحدة
    Ve kılıcın büyüsüyle, Aku'nun şeytani güçleri toprağa aktarılıp onu sonsuza kadar kendi yarattığı çölde taşlaştırdı. Open Subtitles و بسحر السيف، غرزت قوى آكو الشريرة في الأرض فحبس إلي الأبد في تلك القفار القاحلة التي صنعها بنفسه
    Tabii sen yaptın. Open Subtitles إنها متعة. بالتأكيد أنت من صنعها.
    Buna garanti veririm. Bunlar hız lastikleri, kendim yaptım. Open Subtitles أنا أضمن ذلك هذه إطارات سرعة عالية أنا من صنعها
    Dünya üzerindeki en büyük insan yapımı yapılardan biri olarak, 1987'de UNESCO Dünya Mirası Statüsü'ne layık görülmüştür. TED بإعتبارها أحد أكبر البناءات التي صنعها الإنسان على الأرض. منحت مكانة في اليونسكو للتراث العالمي في عام 1987.
    Ben de bir numaradan pek emin değilim, kimin yaptığını ve neden yaptıklarını bilmiyorum ama asla böyle görünen bir sosis almam. Open Subtitles ،لست واثقاً من الرقم 1 لا أعرف من هو الذي صنعها ،أو من ماذا هي مصنوعة ولكني لن أشتري سجقاً يبدو كهذا
    - Teşekkür ederim. - Çok güzel. Sana da bir tane alayım diyeceğim, ama yapan adam muhtemelen ölmüştür. Open Subtitles كنت أتمنى أن أصنع لكك واحده لكن الذي صنعها مات
    Basit görüş gerçek değerin bir şeyler yapmak olduğunu, iş gücü içerdiğini mühendislik içerdiğini düşünüyor. TED وهنالك مفهوم عام يقول أن قيمة سلعة ما يتضمن الجهد المبذول في صنعها ويتضمن عدد العمال .. ويتضمن هندسة تصنيعها
    Ve Yapması da çok zor! Isıtma, soğutma, karıştırma. Krelman sürecinden geçiyor! Open Subtitles و من الصعب صنعها هناك تسخين و تبريد و تدوير
    Ve yaratıyoruz da, bunların tamamı geri dönüşüm malzemelerinden yapıldı. TED لذا، قمنا بخلق بيئات تم صنعها بموادّ مُعادٍ تدويرها.
    Kırmızıydı. Oğlum benim için yapmıştı. Open Subtitles لقد كانت حمراء , ابني صنعها من أجلي
    Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. Open Subtitles حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more