"صورَ" - Translation from Arabic to Turkish

• fotoğraflarını
• fotoğraf
• resimlerini
• fotoğraflar

Çocuklarımızdan birçoğu, bizimle iletişim halinde kalmak için yılın bu aylarında fotoğraflarını yollarlar.
العديد مِنْ أطفالِنا، يُرسلونَنا صورَ حول هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ للبَقاء على إتصال.

fotoğraflarını gördüm... Bakkalın önünde, FBI gözetlemiş.
رَأيتُ صورَ شرطة المراقبة له في المتجر الكبير

Bugün fotoğraf çektiriyorduk.
نحن كُنّا نَأْخذُ صورَ الدعاية والإعلانِ اليوم.

- Hiç birlikte fotoğraf çekilemedik.
نحن لا يُمكنُ أَنْ نَأخُذَ صورَ فوق

Her gün ülkenin her tarafından kızlar bana resimlerini yolluyor.
كلّ يوم البنات يُرسلون لي صورَ مِنْ جميع أنحاء البلادِ

Benim oraya gelmem için bana oranın resimlerini yolladı.
سيرسل لي صورَ عندما يرسل لنا للمجيء.

Bana verdiğiniz broşürlerde böyle fotoğraflar yoktu.
ما كان هناك صورَ تَحْبُّ هذه في الأدلّةِ أعطيتَني.

Bir bardak sıcak biraya anneannelerinin çıplak fotoğraflarını satarlar.
هم سَيَبِيعونَ صورَ عاريةَ لجداتهم مِنْ أجل زجاجات بيرةِ حارةِ.

Aynı şeyi yaşayan bir, adama geçiş dönemini atlatması için eşinin fotoğraflarını etrafta tutmasını söylediniz İyi fikirdi.
أخبرتَ هذا الرجلِ الذي كَانَ يَذْهبُ خلال نفس الشيءِ بأنّه يَجِبُ أَنْ يَبقي صورَ زوجتِه حول للمُسَاعَدَة بالإنتقالِ. ذلك كَانَ a فكرة جيدة.

fotoğraflarını gönderiyorum.
أُرسلُك صورَ.

Net fotoğraf olmasın.
لا صورَ نظيفةَ.

Ortalıkta hiç fotoğraf yok ama.
لا صورَ على الرّغمِ.

fotoğraf olmasın.
لا صورَ.

Kocaayak'ın bile daha iyi resimlerini gördüm.
رَأيتُ صورَ أفضلَ مِنْ القدم الهائلةِ.

Ama hep gülümsüyordu. Bana torunlarının çocuklarının resimlerini gösterdi.
شوّفتْني صورَ أبناءِ حفيدها.

Size anlatmaya çalışıyorum, bu fotoğraflar gerçek değil.
أَنا , uh، أُخبرُك ذلك هذه لَيستْ صورَ حقيقيةَ.

- Bu fotoğraflar çok güzel Jade.
- هذه صورَ عظيمةَ، جايد.