Bunu da, sadece benim gizli formülüm başarabilir. | Open Subtitles | فقط صيغتي السرية يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هذه |
Yoluma devam etme formülüm işe yarıyor gibi görünüyordu. | Open Subtitles | يبدو أن صيغتي للمضي قدماً تعمل بشكل رائع. |
Buna, "huzur formülüm" diyorum. | TED | وأسمي ذلك صيغتي للسلام. |
Ama bugün formülün işe yarayacağından kesin eminim. | Open Subtitles | لكن اليوم أَنا مُتَأَكِّدُ صيغتي سَتَعْملُ، |
Ama bugün formülün işe yarayacağından kesin eminim. | Open Subtitles | لكن اليوم أَنا مُتَأَكِّدُ صيغتي سَتَعْملُ، |
formülümü geliştiremeyeceğinize veya kalıcı hale getiremeyeceğinize göre hayır. | Open Subtitles | مالم يمكنكِ تحسين صيغتي أو جعلها دائمة , أذن لا , لا يمكنكِ |
Ancak Cross'un formülümü çözmeye ne kadar yaklaştığını anlayınca bana geri döndü. | Open Subtitles | لكنها عادت إليّ عندما أدركت مدى قرب (كروس) من فك شفرة صيغتي. |
Buradaki şey benim özel formülüm. | Open Subtitles | الآن ، هذه هي صيغتي الخاصة. |
O küçük karışım benim özel formülüm. | Open Subtitles | تلك الطبخة هي صيغتي الخاصّة. |
formülüm. | Open Subtitles | صيغتي. |
formülüm. | Open Subtitles | صيغتي. |
Pym Partikülü hakkında bir takım söylentiler duymuş ve formülümü yeniden yaratmayı saplantı hâline getirdi ama bana karşı komplo kurup kendi şirketimden beni attırsın diye ona yardım edemezdim. | Open Subtitles | لقد سمع شائعات حول ما كان يطلق عليها جزيئات (بيم)، وأصبح مهووساً في إعادة صنع صيغتي. لكنني لم أساعده. |