"صَغيرِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük
        
    küçük, değersiz, bok beyinliler her yerde aynı. Open Subtitles أدمغةِ مثل قاذورات حمارِ صَغيرِ في كل مكان.
    Saksıyı çizmek için küçük bir kalem harcadım. Open Subtitles قايضته برسمة بقلمِ رصاص صَغيرِ للأصيص الواحد
    Ahırın yanındaki ağacın üzerinde küçük bir ağaç evi bile var. Open Subtitles وهناك حتى طريق صعوداً ببيتِ شجرةِ صَغيرِ لطيفِ في الحضيرةِ
    Eh sadece sörf tahtamı, biramı ve kardeşimi koyduğum küçük bir sörf kulübesi. Open Subtitles انه فقط كوخ أمواجِ صَغيرِ حيث أَحتفظ بلوح التزحلق وبيرتَي وأَخَّي
    Sana içinde şampuan, lavanta, deodorant, tonik olan ...küçük bir hediye kutusu getirdim ki gerçekten bunun ne olduğunu bilmiyorum, sırf annem tavsiye etti diye getirdim. Open Subtitles واحضرت لكي صندوق هديةِ صَغيرِ مع شامبو وبالحقيقه لا أعرف ماهو لكن أمَّي إقترحتْها.
    Garsonlar kendi aralarında küçük bir bahse girdiler de. Open Subtitles الموافقة، النوادل عِنْدَهُمْ a ذِهاب بركةِ صَغيرِ.
    küçük bir konuda emin olamıyorum. Open Subtitles هناك أمر غير واضحُ شيءِ صَغيرِ واحد.
    Buradan kalan onurumla beraber ayrılıyorum Oh, hayır, ayakkabılarında küçük çanlar var. Open Subtitles أَتْركُ هنا مَع ما تبقّى مِنْ كرامتي. [أجراس تُجلجلُ] أوه، لا، هو يُحْصَلُ على صَغيرِ الأجراس على أحذيتِه.
    Üzerine küçük bir köpek çizmişsin. Open Subtitles صَبغتَ a حقّ كلبِ صَغيرِ عليه.
    Bu, küçük bir bıçak kesiği değilmiş. Open Subtitles هذا ما كَانَ a فرض سكينِ صَغيرِ.
    Zengin değilsin... seni küçük saksağan. Open Subtitles أنت لَسْتَ غنيَ... أنت أحمق صَغيرِ محظوظِ... .
    - küçük bir estetik ameliyat. Open Subtitles -مصعد وجهِ صَغيرِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more