Bu alanın bir kısmını, ulusunun hayatta kalabilmesi için canını feda edenlere ebedi istirahatgah olarak tahsis etmek için buraya geldik. | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى تكريس جزء هذا المجال هو المثوى الأخير بالنسبة لأولئك الذين ضحوا بحياتهم من أجل الأمة على قيد الحياة. |
Sonra da kendini feda eden 12 havari ebedi selamete varmış. | Open Subtitles | ومن ثم أولئك الإثني عشر الذين ضحوا بأنفسهم. سيمنحون الخلاص الأبدي. |
Onlar, bu ülke için kendilerini feda eden iyi erkekler ve kadınlardı. | Open Subtitles | هؤلاء كانوا رجال ونساء طيبون وهم ضحوا بحياتهم من أجل هذه الدولة |
Biliyoruz ki, kendi çıkarlarını korumak için çalışanlarının feda edilmesine göz yumdular veya daha kötüsü kendi çıkarlarını korumak için çalışanlarını kurban ettiler. | TED | نعلم أنهم سمحوا لموظفيهم بالتضحية بأنفسهم لكي يحموا مصالحهم. بل الأدهى، أنهم ضحوا بموظفيهم لحماية مصالحهم الشخصية. |
Dün gece şehrimizi kurtarmak için çekinmeden canlarını veren bu cesur kahramanlar kimdi? | Open Subtitles | من هم أولئك الشجعان الذين ضحوا بحياتهم لإنقاذ مدينتنا الليلة؟ |
Sırf sen yaşa diye kaç kişi fedakârlık yapıp canını verdi biliyor musun? | Open Subtitles | ليست لديك أدنى فكرة عن عدد اللذين ضحوا بحياتهم من أجل أن تعيش |
Birçok insan komünizm uğruna hayatını feda etti, ve birçok insan kapitalizm uğruna hayatını feda etti. | TED | الكثير من الناس ضحوا من أجل الشيوعية، والكثير من الناس ضحوا من أجل الرأسمالية. |
Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için, hayal kurmak, okumak, müzik, sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar | TED | لقد ضحوا بالراحة المادية مقابل المساحة والزمن لاكتشاف الإبداع الداخلي، للحلم، للقراءة، لتأليف الموسيقى، للفن وللكتابة. |
Yürüyüp geçtiğim kapıları açmak için hayatlarını bile feda etmiş olanların omuzlarında durduğum gerçeğini çok takdir ediyorum. | TED | أنا ممتن للغاية لحقيقة أنني الآن أحذو حذو أولئك الذي ضحوا بحياتهم لفتح الأبواب التي مررت من خلالها. |
Ve orada hayatını kaybeden... vücudunu feda eden ya da aklını yitiren bütün askerleri düşündüm. | Open Subtitles | و كل الفتيان الذين ماتوا الذين ضحوا باجسادهم و عقولهم |
Bu oyun için tahmin ettiğinden fazlasını feda eden insanlara. | Open Subtitles | أناس ضحوا أكثر مما تعلمه ليكونوا في هذه اللعبة |
Sayısız nesilden insan onu bulmak ve gazabı ortaya dökülmeden önce onu yok etmek için canlarını feda etti. | Open Subtitles | أجيال لا تحصي من قومي ضحوا بحياتهم للبحث عنه ليدمروه قبل أن يطلق له العنان |
Gökyüzü, Uçan Kar ve Kırık Kılıç kendilerini feda ettiler | Open Subtitles | سماء, الثلج الطائر والسيف المكسور ضحوا بأنفسهم |
Ve yaşamlarını feda eden şövalyelere gelince, ölümleri üzüntüye ve yas'a neden olmadı. | Open Subtitles | والفرسان الذى ضحوا بحياتهم موتهم كان لظهور صباح جديد وليس الحزن |
Cennet kuşlarının uçuş yeteneği gösteriş için kurban edilmiştir.. | Open Subtitles | طيور الجنة قد ضحوا بكفاءة الطيران مقابل طيران الاستعراض |
Biliyorsunuz ki, Tanrı'nın kendi oğlu kandan bir haçın üstünde, insanların günahı için kurban edildi ama o zamandan beri, bu günahlar çok fazla olmaya başladı, bizi istila etmeye başladılar ve kesinlikle, kesinlikle, yeni kan dökülmeli. | Open Subtitles | كما تعلمون أن إبن الله قد ضحوا به على صليب من الدماء للتكفير عن خطايا البشر و منذ ذلك الحين أصبحت 348 00: |
Onlar, bu kasaba için hayatlarını veren iyi adamlardı. | Open Subtitles | انهم رجال جيدين ضحوا بحياتهم لهذه البلدة |
Düşünüyordum da, tek fedakârlık yapan onlar değil. | Open Subtitles | كنت أفكر , نحن لسنا الوحيدين الذين ضحوا |