Dolaysıyla zarlara üflediği zaman kurbanın kanını üfledi. | Open Subtitles | لذا عندما نَفخَ على النردِ، نَفخَ دمَّ ضحيّةِ. |
O gömlek sadece kazadaki kurbanın kanının üzerimde olduğunu kanıtlar. | Open Subtitles | هو يُثبتُ فقط بأنّني حَصلتُ على الدمِّ على قميصِي مِنْ ضحيّةِ حادثِ. |
Her havluda da ayrı bir kurbanın kanı var. | Open Subtitles | كُلّ منشفة لَها دمُّ مِنْ فقط ضحيّةِ واحدة. |
Bu katil mantarın tek kurbanı karıncalar değildir. | Open Subtitles | ولَيسَ النمل فقط الذي يقع ضحيّةِ عند هذا القاتلِ |
CANKURTARAN YOKKEN YÜZMEYİN. Boğulan kurbanı kurtarmak. | Open Subtitles | إنْقاذ ضحيّةِ الغرق. |
CANKURTARAN YOKKEN YÜZMEYİN. Boğulan kurbanı kurtarmak. | Open Subtitles | إنْقاذ ضحيّةِ الغرق. |
Alvarado'nun çıkarken görüldüğü evdeki kurbanın yanağına kazılı olarak bulundu. | Open Subtitles | ضحيّةِ القتلَ في البيتِ ذلك ألفارادو رَأتْ الخُرُوج. |
Son kurbanın kesiklerinden çıkardığım şey de o kilden bir parça. | Open Subtitles | lt أيضاً نفس المادةِ l قَشطَ خارج الخدوش على آخر جانبِ ضحيّةِ. |
Russell dün bir cinayet kurbanın saatini taktı ama devamlı suretle bana saati sordu. | Open Subtitles | أمس، وَضعَ روسل عليه a ساعة ضحيّةِ قتلِ، لَكنَّه إستمرَّ بسُؤالي للوقتِ. |
Carver'ın son kurbanı şu an ofisinde Christian. | Open Subtitles | آخر ضحيّةِ نَحاتِ في مكتبِكِ، Christin. |