Biraz şansı varsa, 2 aylık bir zaman içinde bu Orkide Peygamberdevesi kadar büyük ve güzel olacak. | Open Subtitles | ببعض الحظ، في شهرين سيكون ضخمًا وجميلاً كسرعوف الأوركيد هذا |
İlk başladığımızda, kuşların diğer hayvanların korunması yaklaşımına bu kadar büyük bir giriş kapısı olacağını bilmiyorduk. | TED | عندما كنا في البداية، لم نعلم أن الطيور بإمكانها أن تكون مدخلًا ضخمًا للاقتراب من المحافظة على الأشكال الأخرى من الحيوانات. |
Hayır bunu konuşmuştuk. Bu olayı bu kadar büyütmeyecektik. | Open Subtitles | لا، لقد تحدثنا بهذا الشأن لن نقيم إحتفالًا ضخمًا هذه السنة |
Yapma. Bunu konuşmuştuk. Bu olayı bu kadar büyütmeyecektik. | Open Subtitles | لا، لقد تحدثنا بهذا الشأن لن نقيم إحتفالًا ضخمًا هذه السنة |
Projede çalışan ekip, bu görece küçük değişikliğin çok büyük bir etkisi olduğunu farketti. | TED | الآن وجد الفريق أن هذا التغير الصغير نسبيًا أحدث تأثيرًا ضخمًا. |
Özellikle de, Uzak Doğu'da çok büyük bir Müslüman ordusunu yenmiş, güçlü bir Hristiyan kral hakkındaki söylentilerle ilgileniyorlardı. | TED | وكانوا مهتمّين حصريًّا بالإشاعات المنتشرة عن ملكٍ مسيحيٍّ قويّ هزم جيشًا مسلمًا ضخمًا في الشرق الأقصى. |
Fil kadar büyük ve güçlü bir hayvan için fazladan bir yük değil. | Open Subtitles | لن ترهق حيوانًا ضخمًا قويًا كالفيل |
O kadar büyük ve parlaktı ki... | Open Subtitles | كان ضخمًا وبرّاقًا للغاية |
O kadar büyük ve parlaktı ki... | Open Subtitles | كان ضخمًا وبرّاقًا للغاية |
Büyük büyük büyük büyük amcan Boğakükreten Took'un gerçek ata binecek kadar büyük olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن خال جد جد جد جدك ... (بالرورار توك) كان ضخمًا جدًّا، لدرجة ... أنَّه كان يستطيع ركوب خيل حقيقي |
Büyük büyük büyük büyük amcan Boğakükreten Took'un gerçek ata binecek kadar büyük olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | ...أكنتَ تعرف أنّ خالَ جدِّ جدِّ جدِّ جدِّك بولرورار توك) كان ضخمًا لدرجة أنّه كان) يستطيع امتطاء حصان حقيقيّ؟ |
Çok küçük bir adamın çok büyük bir gölgesi olabilir. | Open Subtitles | و يمكن لرجل ضئيل الحجم... أن يُشكّل ظلاً ضخمًا للغاية |
İsabet eden ne olursa olsun göktaşı krateri çok büyük değildi. | Open Subtitles | مهما كان ما اصطدم بالفوّهة النيزكية فلم يكن ضخمًا |
Ölene bakarsak da size çok büyük zarar vermiş bir boğaz olduğu belli. | Open Subtitles | وبالنظر لها، فإن ذلك الفم أحدث ضررًا ضخمًا. |
büyük ve geri dönüş olmayan şeyler yapıyorsun ve sonra çok geç oluyor... | Open Subtitles | تفعلين أمرًا ضخمًا ولا يمكنكِ تصحيحه ويفوت الآوان، ثم... |