"ضعفاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • güçsüz
        
    • zayıfız
        
    • zayıflar
        
    • zayıftır
        
    • Çaresiz
        
    • zayıfsınız
        
    • aciz
        
    • yumuşak
        
    • savunmasızdır
        
    • zayıftı
        
    • kırılgan
        
    • Zavallılar
        
    • zayıf
        
    • savunmasız
        
    Çünkü hastanede çok zayıf ve güçsüz hissediyorlarmış. Yani, sorun olmaz. Open Subtitles لأنّهم يشعرون أنّهم ضعفاء وتافهون في محيط المشفى، ولذا أنصحك بذلك
    Testi geçemeyecek kadar güçsüz durumda olursan kimseye yardım edemezsin. Open Subtitles لن نستيع مساعدة أحد إن كنا ضعفاء جداً لنجتاز الإختبار
    Romalılar bize saldırdığında, onlar güçlü ve biz zayıfız. Kendimizi korumalıyız. Open Subtitles عندما هجم الرومان علينا كنا ضعفاء لذا وجب علينا رد الهجوم
    Ortakyaşamlar yetişkin değil. Kalıcı kontrol sağlamak için çok zayıflar. Open Subtitles المتكافلين مازالوا غير ناضجين انهم ضعفاء ليستطيعوا السيطرة الدائمة
    Zayıfsın demiyorum. Tüm erkekler zayıftır diyorum. Open Subtitles لست أعني أنك ضعيف، بل أعني أن كل الرجال ضعفاء
    Canın cehenneme! Çaresiz insanlara ateş açmayacağım. Open Subtitles لتذهب للجحيم، لن أطلق النار على أشخاص ضعفاء
    Bu yüzden siz Jamaica'lılar bu kadar zayıfsınız. Open Subtitles لهذا أنتم الجامايكيين ضعفاء جدًا
    güçsüz oldukları için bir öndere veyahut hayale bel bağlıyorlar. Open Subtitles هُم ضعفاء. لذلك هُم يرغبون بقائد أو شخص يعتمدون عليه.
    Birbirimize düşmemizi, böylece güçsüz olacağız. Kolay avlar. Open Subtitles لننقلب ضد بعضنا البعض لذلك سوف نكون ضعفاء
    Eğer bunu ortaya çıkarırsak da halkın gözünde polis teşkilatının güçsüz olduğu görünür. Open Subtitles وإذا كان لنا أن نذهب كل في طريقه بعد ذلك المساعد الشخصي سيقول أننا ضعفاء في تطبيق القانون
    Hayır , bu imkansız.İki güçsüz insan başarılı yaşamı sürdüremez. Open Subtitles لا. ليست محتملة إثنان ضعفاء غير ناجحان لا يستطيعا إقامة حياة ناجحة
    Ya o çok güçlü, ya da biz çok zayıfız. Open Subtitles إنها تفوق إدراكنا أو أننا ضعفاء مقارنة بها
    Şunu kafana iyice sok. Bir savaştan çıktık ve herkes bunun farkında. zayıfız. Open Subtitles استوعب أننا واجهنا حرباً أهلية والعالم يعرف أننا ضعفاء
    Çok zayıfız, çok azız ve bu kronometre onlar için çok önemli. Open Subtitles نحن ضعفاء وقِلة وهذا الكرونومتر مهم جداً لهم.
    Hastalıklarını bir kenara bırak, yaşamak için çok zayıflar. Open Subtitles حسناً، بصرف النظر عن الأمراض التي ربما لديهم إنهم ضعفاء جدا للبقاء على قيد الحياة أنت فقط
    zayıflar Papa Hazretleri. Saldırma şansınız var. Open Subtitles أنهم ضعفاء يا صاحب الجلالة هذه فرصتك للمهاجمة
    İyi insanlar zayıftır. Acı çekenler onlardır. Open Subtitles الناس الطيبون ضعفاء لهذا هم يعانون
    Canın cehenneme. Çaresiz insanlara ateş açmayacağım. Open Subtitles لتذهب للجحيم، لن أطلق النار على أشخاص ضعفاء
    zayıfsınız, duygular tarafından sakatlanmışsınız. Open Subtitles انتم ضعفاء وعاجزين بسبب العاطفه
    zayıf ve savaşmaktan aciz oldukları için senin peşindeler. Open Subtitles يتبعوك فقط لأنّهم ضعفاء على أن يُقاتلوا بأنفسهم.
    Denizcilerin yumuşak olduğunu her zaman söylemişimdir. Open Subtitles لطالما قلت أن الضباط البحريين ضعفاء في المعركة
    En korkunç yırtıcılar bile yavruluk döneminde, şaşırtıcı bir şekilde savunmasızdır. Open Subtitles حتى أكثر المفترسين ضراوة يكونون ضعفاء في طفولتهم
    Onlar zayıftı efendim. Lütfen onları affedin. Open Subtitles كانوا ضعفاء سيدتي هلا سامحتهم أرجوك؟
    Ancak endişeli, öfkeli veya kırılgan hissettiğimiz zamanlarda bu role kaymak çok kolay. TED لكنه الدور من السهل أن ننزلق إليه عندما نكون قلقين، غاضبين، أو ضعفاء.
    Çok güçsüz ve Zavallılar. Asla gözlerinize bakmazlar. Open Subtitles كان عليهم أن يتصرفوا بطريقة مختلفة، إنهم ضعفاء مثيرون للشفقة
    Ama insanlar zayıf oldukları için yalan söylerler, kendilerine bile. Open Subtitles و لكن لأن الرجال ضعفاء عندما يكذبون حتى على أنفسهم
    savunmasız bir anımızda gelmek onları oldukça cezbeder huzursuz bir anımızda. Open Subtitles يكون هذا اكثر إغراءا عندما نكون ضعفاء نوعا ما، قليلي الحيلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more