"ضعفها" - Translation from Arabic to Turkish

    • zayıf
        
    • zayıflığı
        
    • zaafı
        
    • hâlsizlik
        
    • zayıflıklarını
        
    Ne kadar güçlü veya zayıf olduğumuzu... bilmek isterdim. Open Subtitles أنا أريد فقط أن أختبر مدي قوة علاقتنا أو مدي ضعفها
    Goa'uld teknolojisi nasıl çalışıyor, onların zayıf yönleri neler. Open Subtitles كيفية عمل تقنيات الجواؤلد ، و نقاط ضعفها
    Ki, uygun tedavi olmazsa, hastalık devam edecek, vücut zayıf düşecek ve sonunda iç kanamadan ölecek demek oluyor. Open Subtitles مما يعني أنه دون العلاج المناسب سيزداد مرضها و ضعفها و في النهاية ستصاب بنزيف داخلي و تموت
    bir not onun zayıflığı öfkeli bir libidoydu tamam arka merdiven boşluğu nerede? Open Subtitles وبنقطة ضعفها ايضا : الليبدو حسنا , اين الجدار الخلفي الذي سوف يحدث به الخلل الجلدي ؟
    Senin tekniğini görmedikten sonra muhtemelen senin saldırının onun zaafı olduğunu farketti ve ikisini birden Open Subtitles وبمشاهدتها لأسلوبك , أدركت أن أسلوب قتالك هو نقطة ضعفها ومعركة اثنان ضد واحد
    Kötü beslenmeden dolayı hâlsizlik. Open Subtitles إن ضعفها نتيجة لسوء التغذية و ذات السبب للإسهال
    O halde zayıflıklarını değil güçlü yanlarını kuvvetlendirmeliyiz. Open Subtitles بعدها علينا أن نضخّم عوامل قوتها لا عوامل ضعفها
    Ben de zayıf olduğu bir anda onunla yatarım ve doğduğuna pişman olur. Open Subtitles و عندها ، عند نقطة ضعفها ، سأنام معها و سوف تستيقظ في عالم من الندم
    Buraya ulaşmasını bekleyen Eskimo gözcü ekipleri bu aşılmaz görünen buz tabakasında zayıf noktaları tarıyor. Open Subtitles وبانتظار وصولها يبحث فريق مستكشفين اسكيمو عن نقطعة ضعفها على طول هذا الجدار الجليدي المنيع
    Onun zayıf noktasını bul ve onu kullan. Ben de aklına girivereyim. Open Subtitles جِد نقطة ضعفها واستغلّها، ومن ثم سألج إليها.
    Şefkati onun zayıf noktası ve şu an tüm duyguları daha da güçlendi. Open Subtitles رأفتها هي نقطة ضعفها وكلّ مشاعرها تضاعفت الآن
    Onu tüm güçlü ve zayıf yönlerine rağmen seven bir adamla geleceğe bakıyordu. Open Subtitles تتطلع للنظر الي الرجل الذي احبها من اجل كل قوتها وكل ضعفها
    zayıf noktasının ensesi olduğunu biliyor. Open Subtitles إنها تعرف نقطة ضعفها المتواجدة على عنقها
    Tek gereken zayıf noktayı bulacak birileri. Open Subtitles كل ما يتطلّبه الأمر هو أن يجد شخصٌ ما نقطة ضعفها.
    Eğer sevdiği bir şeyler varsa bu şey onun zayıf tarafıdır. Open Subtitles لأنهُ إن كانٌ هناك ما أحبته، فذلِك هو نقطة ضعفها
    Ve tıpkı iyi bir asker gibi, düşmanımın en zayıf noktasına nasıl saldıracağımı çok iyi biliyorum. Open Subtitles و كجندى جيد لقد علمت أين بالضبط يجب أن أُهاجم عدوتى فى نقطة ضعفها
    zayıf noktasını bulmak ve yok etmek için özel bir virüs yapma amacıyla çaldı. Open Subtitles لقد إحتاجها لكى يُحدد نقاط ضعفها وكى يقوم بتصميم فيروس لتدميرها
    Sen ona öfkeni kusuyorken ve şikayet yazıyorken ben onun zayıf noktalarını öğreniyordum. Open Subtitles بينما كنت تشتاط غضباً وتعبي شكواك كنت أتصيدّ نقطة ضعفها
    Steve, bence bu onun zayıflığı değil Open Subtitles سنعدها لذلك ستيف أنا لا أعتقد أن السياسة الخارجية هي نقطة ضعفها الوحيدة
    Kadınsal zayıflığı günah keçisi yapmak için kolaylaştırıyor. Open Subtitles والتي مع ضعفها الأنثوي ستكون كبش فداء جيد
    Kaba elleri olan adamlara karşı korkunç bir zaafı var. Yapbozun en mühim parçasını unutuyordum neredeyse. Open Subtitles نقطه ضعفها الرجل الذي يملك يدان قويتان كدت أنسى اهم شيء
    Kotu beslenmeden dolayi hâlsizlik. Muhtemelen ishalden dolayi. Open Subtitles إن ضعفها نتيجة لسوء التغذية وكذلك الإسهال
    Ayrıca zayıflıklarını güçlü yanı gibi göstermeyi çok sever. Open Subtitles وهي تُحب إخفاء ضعفها على أنه قوة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more