Tüm büyük adamların, Zayıf yönleri vardır. Devam edin ve serayı araştırın. | Open Subtitles | جميع الرجال العظماء لديهم نقاط ضعفهم حسناً ، تفضّل بإجراء الفحص للدفيئة |
Sen akıllı bir çocuksun bebeğim. Sence Zayıf yönleri nedir? | Open Subtitles | أنت ذكى يا صغيرى ما هى نقطة ضعفهم فى رأيك؟ |
Zayıf noktalarını bulup şiddet kullanırım ya da şantaj yaparım. | Open Subtitles | أقوم بإيجاد نقاط ضعفهم وأقوم بإستخدام العنف أو الإبتزاز لإقناعهم |
Djilar iblislere yeterince yaklaşıp onların zayıflıklarını... bulmanda yardımcı olur. | Open Subtitles | الجيلار.. سيساعدك في الاقتراب كفاية من الشياطين لاكتشاف نقاط ضعفهم |
Ve olan şudur pazarlamacılar onların gelişme zayıflıkları üzerinde oynamaktadırlar. | Open Subtitles | وما يحدث هو أن القائمين على التسويق يلعبون بما لديهم من تطور في نقاط ضعفهم. |
Onlar orada intihara meyilli değiller, üstesinden gelmişler ama bu adamlar asla Zayıf noktalarını paylaşabileceklerini düşünmüyorlardı. | TED | هم ليسوا انتحاريين من وقت لآخر قاموا بتجاوز الأمر، هؤلاء الناس لم يشعروا من قبل أنه بإمكانهم مشاركة ضعفهم. |
Zayıf yönlerini göstermemek için güçlü yönlerini abartırlar. | Open Subtitles | و أنا من بينهم يلعبون هناك مع أنفسهم و يعرضون قوتهم حتى لا تظهر نقاط ضعفهم |
Tabi ya! Zayıf yönlerini bulmak istiyorsak, hangi gezegenden geldiklerini bulmalıyız. | Open Subtitles | حسناً ، لنعرف نقطة ضعفهم ، علينا أن نعرف أولاً من أي كوكب هم |
Bu sefer, isimlerini biliyoruz, bilgilerini biliyoruz, güçlerini ve Zayıf noktalarını biliyoruz. | Open Subtitles | هذه المرة نعرف أسمائهم نعرف هدفهم, و نقاط ضعفهم وقوتهم |
Onların da hataları, güçlü ve Zayıf yanları vardır, sıradan insanlara özgü her şeye onlar da sahiptirler. | Open Subtitles | بأن لهم أخطاءهم وقوتهم ونقاط ضعفهم لهم كل الأشياء التي للبشر |
İnsanlarla oynuyorsun, Zayıf yönlerini göstermelerini sağlıyorsun ve.. ...geriye kendilerini asmaları için ipi, ellerine vermek kalıyor. | Open Subtitles | أنتَ تمارس ألعاباً ذهنية مع الناس وبعدها تخمّن نقطة ضعفهم وبعدها تسلمهم الحبل ليشنقوا أنفسهم |
Bob beni duyuyor musun? Zayıf noktaları aletleri. | Open Subtitles | إن كنت تسمعني فموطن ضعفهم يكمن في أعضائهم. |
Zayıf noktalarını bulmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا إيجاد نقطة ضعفهم بفضلك، بفضل بصيرتك |
Eğer onları dinlersen, izlersen Zayıf noktaları kafalarına bağlı neon ışıkları gibi ortadadır. | Open Subtitles | اذا استمعت لهم ، شاهدتهم تصبح نقاط ضعفهم واضحة لك وضوح الشمس |
- Ve orada tek Zayıf noktaları ile yüzleşecekler, Yunan Ateşi ile. | Open Subtitles | سيواجهوا نقطة ضعفهم الوحيدة النيران الأغريقية |
Eğer bir Trolle karşılaşırsan gözlerine saldır. - Zayıf noktaları orası. | Open Subtitles | لو صادفت جبارًا، انحي بالضرب إلى عينيه، فإنهما نقطة ضعفهم. |
Karateciler içerden yaralanır, zayıflıklarını dışarıya vurmazlar. | Open Subtitles | ورجال الكاراتيه يُجرحون من الداخل، ولا يظهرون ضعفهم |
Efendilerin en büyük gücü, zayıflıklarını gizlemeleridir. | Open Subtitles | اعظم قوة لدى الاسياد هي كذلك اشد نقاط ضعفهم |
Onları kendini savunmaya iterek, onlar hakkında bilgi sahibi olursunuz.... reflexleri, zayıflıkları, baskı altında, nasıl kendilerini idare ettikleri gibi şeyler. | Open Subtitles | تتعلّم من الناس عندما تجعلهم يقومون بالدفاع ردة فعلهم، ضعفهم كيف يتعاملون مع أنفسهم تحت الضغط |
Ona gözyaşı diyorlar, bir tür zayıflık belirtisi. | Open Subtitles | انهم يسموا هذه الدموع انها علامة على ضعفهم |
Crowley'in bu kadar adamı dışarıdaysa en azından iki katı da içeride vardır. | Open Subtitles | بما أن (كراولي) لديه هذا العدد بالخارج، فمن المؤكد أنه لديه على الأقل ضعفهم بالداخل |
Aşırı özgüven, 1950'den bu yana en büyük problemimiz.. | Open Subtitles | نقطة ضعفهم واضحة منذ مونديال الخمسين |