Bilirsin, bi yabancının gelip, küçük bir çocuğu götürmek istemesini istemezler. | Open Subtitles | تعلم، هم لايرديون لغريب أن يدخل، قائلاً أنه سيأخذ طفل ضغير. |
Günümüzde resmi daha çok bu şekilde çizmeliyiz, bu NASA'dan ve görüyorsunuz ki Dünya'nın yörüngesi oldukça küçük. | TED | اليوم يمكن أن نرسم الصورة في هذا الشكل هذه من ناسا و نرى فيه أن مدار اﻷرض ضغير جدا |
Mike Callahan, küçük bir çocuğu kurtarmak için bir yolculuğa çıktı ve bu yolculuk Durango yakınlarındaki bir mekânda pek hoş sonlanmadı. | Open Subtitles | صديقى مايك كالاهان طلب منى انقاذ حياه طفل ضغير وذلك الشأن اخذ اتجاها صعبا فى الطريق خارج مدينه دورانجو |
Evet. Geldik. Biraz küçük bir yer ama Fransız balkonuna tav olmuştum. | Open Subtitles | حسنا انه ضغير بعض الشيء, ولكن تعجبني الشبابيك فيه |
Yolda bir gece geçirdik. Bir nevi küçük bir balayı. | Open Subtitles | -لقد أمضينا ليلة في فندق ضغير |
Öyle güzel küçük bir broş ki! | Open Subtitles | بروش جميل ضغير |