Gördüğünüz gibi Samanyolu'nun merkezi çok parlak fakat bu yıldız ışığı değil. | TED | باستطاعتنا رؤية أن مركز درب التبانة متوهج، وهذا ليس ضوء النجوم. |
yıldız ışığı gece gökyüzünü ve gündüzlerimizi aydınlatır. | Open Subtitles | ان ضوء النجوم يضيء السماء ليلاً وضوء النجوم يضيء أيامنا |
yıldız ışığı gökkuşağının tüm renklerinden, sayısız farklı dalga boylarından oluşur. | Open Subtitles | ينتج ضوء النجوم ما لا يُعد من اطوال الموجات المختلفة وهي كل الوان قوس قزح |
Dolayısıyla Yıldız ışığının büyük bölümü aslında merkezden geliyor. | TED | لذلك، عند المركز، هناك حقاً يأتي منه معظم ضوء النجوم |
Benimle Sycamore'daki Starlight Hotel'inde buluş. 20 dakika içinde. | Open Subtitles | قابلني في فندق ضوء النجوم على الجمّيز في 20 دقيقة. |
- Sahibene dön o zaman, ama bil ki, Yıldızların altında sana geleceğim. | Open Subtitles | إذن عودي إلى عشيقك ولكن اعلمي إنني سآتي لك تحت ضوء النجوم |
Uzun yıllar önce sönmüş yıldızların ışığını görüyor olabiliriz. | Open Subtitles | ونحن نرى ضوء النجوم وهو ميت منذ فترة طويلة. |
# Yıldızlardan gelen ışıktan # # Daha yumuşaktı sateni # | Open Subtitles | وكان ضوء النجوم أنعم من الحرير |
Burada hiç bina, araç sokak ışığı yok, sadece çok sayıda yıldız ışığı var. | Open Subtitles | دون مباني ولا سيارات ولا أضواءالشارع ولا أي شيء هنا مجرد الكثير من ضوء النجوم |
İçerdiği maddeler sonsuzluk boyunca yıldız ışığı tarafından karıştırılmak ve kütleçekim ile bir araya getirilmek üzere, ileriye doğru savrulur. | Open Subtitles | تندفع مكوناته الى الفضاء الشاسع لأن تتحرك من قبل ضوء النجوم وتتجمع عبر الجاذبية |
Ve eğer durum böyleyse -- bu bir normal galaksi örneği; yıldız ışığı görürüz. | TED | و اذا كانت تلك هي القضية -- و هذا مثال عن مجرة عادية ما نراه هو ضوء النجوم |
Çatı piknik, yıldız ışığı, mumlar. | Open Subtitles | . عشاء على السطح ، ضوء النجوم ، شموع |
yıldız ışığı leylakları? | Open Subtitles | زهور ضوء النجوم الأرجوانية؟ |
- yıldız ışığı bekliyor! Onun sesini almış! | Open Subtitles | ضوء النجوم ينتظر - لقد أخذت صوته - |
yıldız ışığı bükülür. | Open Subtitles | ضوء النجوم ينحني |
Eğer konumlar farklıysa, Yıldız ışığının güneş tarafından büküldüğünü anlayacağız. | Open Subtitles | لو كانت تختلف إذن سنعرف ان ضوء النجوم ينحني مع الشمس |
Yıldız ışığının inasını kanser ettiğini okumuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت ان ضوء النجوم يبب السرطان. |
Yıldız ışığının arasında koyu renk yamalar ve boşluklar vardır. | Open Subtitles | هنالك بقع مظلمة موجودة فوق ضوء النجوم |
20 dakika içinde Sycamore'da Starlight Hotel'de buluşalım. | Open Subtitles | قابلني في فندق ضوء النجوم على الجمّيز في 20 دقيقة. |
- Hayır, bırakın, burada çölün ortasında, Yıldızların altında, yaşadığım gibi öleyim. | Open Subtitles | كلا ، دعوني أموت حيث عشت هنا في الصحراء المفتوحة تحت ضوء النجوم |
Simyacıları hep meşgul etmiş olan o eski hayal yine yıldızların ışığını açıklayan bu ayni teoriler ile gerçekleşmiştir aynen diğer eski gizemler ve beklenmedik fenomenler gibi. | TED | ذاك الحلم القديم الذي راود الكيميائيين تم تحقيقه عن طريق هذه النظريات نفسها وذلك يفسر ضوء النجوم و ألغاز قديمة أخرى و ضواهر جديدة وغير متوقعة |
# Yıldızlardan gelen ışıktan # # Daha yumuşaktı sateni # | Open Subtitles | كان ضوء النجوم أنعم من الحرير |