(Kahkahalar) Hayat her açıdan güzel ama ben arkamda bırakmadım. | TED | (ضَحك) بكل المقاييس، الحياة حقا، جيدة جدًا، ولكنني لم "اتأقلم". |
(Kahkahalar) İnsanlar, beni bir yerlere çağırmaya bayılır. | TED | (ضَحك) يحبوا الناس أن يدعوني في كل وقت. |
(Kahkahalar) (Alkış) Tüm bu yaşanan kayıplardan dolayı, ölüm ve kayıp hakkında konuşabileceğim bir kariyer yaptım. Sadece benimkiler değil, çünkü tekrarlamak oldukça kolay, başkalarının deneyimlediği kayıp ve trajediler hakkında. | TED | (ضَحك) (تصفيق) لذا، بما أن كل هذه الخسائر حدثت، لقد جعلتها مهنة للحديث عن الموت والخسارة، ليس فقط حالتي، لأنه من السهل جدًا تلخيصها، ولكن الخسائر والمآسي التي مرَّ الآخرين بها. |
(Kahkahalar) Bazı ilham verici kitaplar yazdım, podcastler sundum. Kâr amacı gütmeyen küçük bir organizasyon kurdum. | TED | (ضَحك) لقد كتبت بعض الكتب المحبذة للغاية، ولدي مدونة صوتية ترفع المعنويات جدًا، لقد بدأت غير هادفة للربح. |
(Kahkahalar) Bu gerçek. Üyelik kartlarımız, tişörtlerimiz var. | TED | (ضَحك) وهذا حقيقي، لدينا بطاقات عضوية والقمصان. |
(Kahkahalar) Kapıların kendiliğinden açıldığı böylece elimi bile sürmemin gerekmediği | TED | (ضَحك) أنا أقود حافلة صغيرة، مثل النوع الذي تُفتح فيه الأبواب دون أن ألمسها. |
minivanlardan kullanıyorum. (Kahkahalar) Her "açıdan" hayat güzel. | TED | (ضَحك) بكل المقاييس "mezhure"، الحياة جيدة. |
(Kahkahalar) Dile ilave olarak anlamlı bir şekilde konuşanlardan çok etkilenirim, iyi iş. | TED | (ضَحك) أعُجب جدا بأي شخص يتحدثها بالإضافة إلى لغة أُخرى منطقية... عمل رائع. |
(Kahkahalar) Bundan nefret ederdi. (Kahkahalar) Ama beni severdi. Öldükten sonra, onunla yatağa uzandım, ellerimi altına soktum, sıcaklığını hissettim. | TED | (ضَحك) وقد كره ذلك جدًا، (ضَحك) لكنه أحبني، وبعد موته، إستلقيت إلى جانب أرون على السرير ووضعت يدي تحته وشعرت بدفئه. |
(Kahkahalar) Yani, yapılabilir ama mantıklı mı? | TED | (ضَحك) بمعنى، إنها ممكنة، ولكن هل هذا من الحكمة؟ |
(Kahkahalar) Çok fazla durumdan haberdar kahkaha duyuyorum. | TED | (ضَحك) يضحكُ جمعُ كبيرٌ هنا لأنه يدرك عما نتحدث. |
(Kahkahalar) İşte bu yüzden TED'e geldin. | TED | (ضَحك) ولهذا السبب أتيتم إلى TED. |
(Kahkahalar) Küçük bir yer ve keşke daha fazla kazanabilseydim ama... | TED | (ضَحك) انه سوق صغير، وأتمنى لو كسبت المزيد من المال، لكن ... |
(Kahkahalar) Bu örnek benim için kişiseldi. | TED | (ضَحك) وهذا المثال شخصي بالنسبة لي. |
(Kahkahalar) Nereden çıktığını bilmiyorum. | TED | (ضَحك) أنا لا أعرف من أين جاء هذا. |
(Kahkahalar) Kimsenin bu şekilde kullandığını duymadım. | TED | (ضَحك) ولم أسمع شخص آخر يقولها هكذا. |
(Kahkahalar) Dört çocukları vardı, onlar... dürüsttüler. | TED | (ضَحك) كان لديهم أربعة أطفال، كانوا... بصراحة. |
(Kahkahalar) Ama değilim, özel değilim. | TED | (ضَحك) لكنني لست كذلك، لستُ مُميزة. |
(Kahkahalar) Ve aynı zamanda, beni yasa dışı sulardan daha fazla strese sokan bir konuyu keşfetme şansı elde ettim: Hamam böceği istilası. O kadar yoğundu ki bir ara güvertenin aşağısına indiğimde zemin tamamıyla siyahtı ve hareket ediyordu. | TED | (ضَحك) واكتشفت أيضاً، أنني صدقاً لا أشعر بالتوتر في الإبحار بين القراصنة مقارنةً مع شعورالضغط الناجم عن غزو صراصير كان هائلاً جداً حيث أجبرتُ في إحدى المرات على النزول لأسفل المركب، وكان سطح السفينة أسود ويتحرك بالكامل من كثرة الصراصير. |
(Kahkahalar) Şunu görüyor musunuz? | TED | (ضَحك) أترون هذا؟ |