.. ama masraflar, diğerinin iki katı. Peşinatı da iki ay fazla. | Open Subtitles | لكني أنبهك أن إيجارها سيكلفكِ ضِعف الشقة الأخرى مع شهرين مقدمـاً. |
Düşündüğünün iki katı bir adam olduğumu göstermek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار حتّى أظهر لك أنّي ضِعف الرجل الذي تظنّني إيّاه. |
Ama eğer tahta bir dublör olursa, kral güvende olur o sırada dublörün kafasını kesiyor olurlar. | Open Subtitles | لكن إذا هناك a ضِعف على العرشِ، الملك يُمْكِنُ أَنْ يَبْقى آمن بينما قَطعوا رئيس الضِعفَ. |
Bu hapishane kapasitesinden neredeyse iki kat fazla insanı barındırmaktadır. | Open Subtitles | يحتوي على ضِعف عدد الرجال القادر على إستيعابهم |
Hangi sersem meme operasyonları arasında buraya duble macchiato içmeye gelir? | Open Subtitles | الذي يُزيّنُه ... للتَدلّي هنا ولَهُ ضِعف وظائفِ ثدي في الوسط. |
Kız arkadaşının ikizi nerede ? | Open Subtitles | أين ضِعف صديقتك؟ |
Onun sunduğu kanunlar yüzünden buradakiler yatmaları gereken sürenin iki katını yatıyorlar. | Open Subtitles | تشريعهُ هوَ السبب الرئيسي لإمضاء مُعظَم الرجال هُنا ضِعف المُدة |
Koyu saçlı, uzun, neredeyse senin iki katın. | Open Subtitles | أسمر , طويل , ضِعف حجمك تقريباً |
Balık kartalıyla yakın akraba olmasına rağmen onun iki katıdır ve diğer avcı kuşlardan çok daha büyük gagası vardır. | Open Subtitles | وثيقة الصلة للعقاب الأصلع لكن ضِعف الحجم لديهم منقاراً أضخم من أىّ طيور جارحة أخرى |
Onların sayısını ikiye katlardık. | Open Subtitles | سنفوقهم عدداً , ضِعف عددهم |
Adamların disiplinsiz, serkeş. Ne kadar para getiriyorlarsa, iki katı zarara sebep oluyorlar. | Open Subtitles | رجالك غير منضبطين وعنيدين يسببون ضرر بقدر ضِعف المال الذي يجلبوه |
Tres-4 neredeyse Jüpiter'in iki katı çıkmıştı. | Open Subtitles | "لقد تبين أن حجم "تريس-4 يبلغ تقريبًا ضِعف حجم المشتري |
İki katı alkol ve daha az leke bırakma potansiyeli. | Open Subtitles | ضِعف كمية الكحول ونصف احتمالية البقع. |
Kepler, sadece Dünya'nın iki katı büyüklüğünde ve yaşam için doğru sıcaklıkta bir gezegen keşfetti. | Open Subtitles | وجد "كيبلر" كوكبًا ضِعف حجم الأرض وحسب وبحرارة تناسب الحياة |
Eğer Dükkan savaş başlatmak istiyorsa askeri bir depo savaş başlatmak için tam dublör yerleştirmelik bir yer. | Open Subtitles | حَسناً، إذا يُريدُ الدكانَ إلى بداية a حرب، وَضْع a ضِعف داخل مستودَعِ جيشِ بالتأكيد a مكان للبَدْء. |
Tehlikelere karşı bir dublör. | Open Subtitles | أي ضِعف في حالة المشكلةِ. |
Eğer para işinde bu kadar gevşek olmanı engelleyebilirsem, iki ayrı yere tezgah açabiliriz, iki kat ürün satabiliriz. | Open Subtitles | لو إستعطتَ التعامل مع المال لكنا إنفصلنا بذلك سنُغطي ضعف المساحة ونبيع ضِعف كمّية السلع |
En sonuncusuna göre neredeyse iki kat hızlıydı. | Open Subtitles | كان ذلك تقريباً ضِعف السرعة للمرة الآخيرة |
Buzlu duble burbon alabilir miyim? | Open Subtitles | هَلْ لي أَنْ يَطْلبُ a ضِعف bourbon على الصخورِ؟ |
- Bu Becky'nin ikizi. - Kesinlikle öyle. | Open Subtitles | (إنّـه ضِعف (بيكي - بالتأكيد - |
Sana %5'i için 200 bin dolar verirken kalkmış bu adama iki katını veriyorsun. | Open Subtitles | أنا أدفع لك 200,00 من أجل نسبة 5% من شركتك بينما تُعطي هذا الرجل.. ضِعف ذلك , بمُقابل.. |
Koyu saçlı, uzun, neredeyse senin iki katın. | Open Subtitles | أسمر , طويل , ضِعف حجمك تقريباً |
Ultraman ise bu mesafenin neredeyse iki katıdır. | Open Subtitles | بينما "ألترامان" هو بالأساس ضِعف تلك المسافة، |
Onların sayısını ikiye katlardık. | Open Subtitles | سنفوقهم عدداً , ضِعف عددهم |
Herhâlde bu yüzden benden iki kat büyük birine âşık olmuştum. | Open Subtitles | لهذا على الأرجح أغرمتُ برجل عمره ضِعف عمري |
Bu sıradan bir kurt değil. Demek istediğim, normal boyutundan iki kat daha büyük, ve alışılmadık biçimde saldırgan. | Open Subtitles | هذا ليسَ ذِئباً عاديّاً، أعني إنه على الأقل ضِعف الحَجم المتوسِّط، وعِدائي على نحوٍ غَريبٍ. |