Kaminsky ve tüm ekibi hapsi boyladı ve ve network ağında ki bazı alıcıları da biliyoruz. | Open Subtitles | كامنسكي وكل طاقمه تم القبض عليهم ولدينا خيوط حول المشترين |
ekibi sürekli oraya çekim yapması için göndermiş. Orada bir şey oluyor olmalı. | Open Subtitles | يبدو أنّه أرسل طاقمه إلى هناك لتصويره، ولا بدّ أن يكون ثمّة شيءٌ هناك. |
Kesinlikle ve kesinlikle onlara dikkat et çünkü tayfası da kendisi gibi. | Open Subtitles | أنت حقاً يجب عليك مراقبته لأن طاقمه مثله |
Ve siz tutmuş böyle birinin kendi ekibini bırakıp kaçacağını söylüyorsunuz öyle mi? | Open Subtitles | وكنت تقولين أن شخصا من هذا القبيل يمكنه التخلي عن طاقمه لإنقاذ نفسه؟ |
Mekanı basıp binlerce silah ele geçirip ekibinden birkaç kişiyi tutukladık. | Open Subtitles | هاجمنا المكان, وقبضنا على نحو آلاف الأسلحة, واعتقلنا بعض من طاقمه. |
Aşılmaz gibi gözüken birçok engele rağmen okyanusu aşarken mürettebatı hep arkasındaydı. | Open Subtitles | وعلى الرغم من العديد من العقبات التى كان لا يمكن التغلب عليها، على ما يبدو كان طاقمه وراءه، على طول الطريق عبر المحيط. |
çetesi tarafından işlenen suçlar ile kendi arasındaki mesafeyi hep korurdu. | Open Subtitles | تبقى المسافة يكفي بينه والجرائم التي كانت ترتكب من قبل طاقمه. |
Atlas'ın bir kontrol manyağı olduğunu hatırlıyor musun? Hani tüm ekibine şu izleme bilekliklerinden taktırıyormuş. | Open Subtitles | أتذكر كم (أطلس) مهووسًا وكيف يجعل طاقمه بالكامل يرتدي سوارات تعقُّب؟ |
Hayır, o ve ekibi geçen ay, çeyrek yıllık teftiş için geldiler ve teftişi geçtiğimize dair rapor verdiler. | Open Subtitles | لا. هو و طاقمه أتوا الشهر الماضي للقيام بتفتيشهم الربع سنوي، و حصلنا على تقرير متوهج. |
Tüm ekibi, ailedekiler dahil... | Open Subtitles | جميع طاقمه , والعائلة من ضمنهم |
Onun ekibi şimdilerde yeni gelen genç şef için çalışıyor. | Open Subtitles | طاقمه يعمل الآن مع شيف شاب, قادم جديد. |
Efsaneye göre tayfası onu buraya gömmüş. | Open Subtitles | الأسطورة تضمنت بأن طاقمه قاموا بدفنه هناك سأخبركم بما يستحسن أن يكون بالداخل |
tayfası sanki ganimete sahip olmuşlar gibi eğleniyor adada. | Open Subtitles | طاقمه في جميع أنحاء الجزيرة وكأن الغنيمة معهم. |
Apollo 13 uçuşunda Alan Shepard ve ekibini taşıyacak olan... gerçek bir roket. | Open Subtitles | هذا الصاروخ الذي سيأخذ آلان شيبارد و طاقمه في مهمة أبوللو 13 |
Aynı zamanda, ekibini çok koruyan kollayan birisine benziyor. | Open Subtitles | حتى الآن هو يبدو وقائى جداً من طاقمه, هذا شاذ |
Mekanı basıp binlerce silah ele geçirip ekibinden birkaç kişiyi tutukladık. | Open Subtitles | هاجمنا المكان, وقبضنا على نحو آلاف الأسلحة, واعتقلنا بعض من طاقمه. |
Ne Pul ne de ekibinden birisi bu herifle daha önce tanışmamış. | Open Subtitles | لا سكلز ولا احدٌ من طاقمه يعرف هذا الرجل |
Yani kaptan, mürettebatı ona kazık atmadan önce onlara kazık atmış. | Open Subtitles | حسناَ, إذاً القائد إنقلب على طاقمه قبل أن ينقلبوا عليه |
Bu civardaki son zamanlarda artan suçların ardında onun çetesi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنّ طاقمه يقف خلف إرتفاع حديث بمعدّلات الجرائم هنا. |
Atlas'ın bir kontrol manyağı olduğunu hatırlıyor musun? Hani tüm ekibine şu izleme bilekliklerinden taktırıyormuş. | Open Subtitles | أتذكر كم (أطلس) مهووسًا وكيف يجعل طاقمه بالكامل يرتدي سوارات تعقُّب؟ |
ekibiyle birlikte içerde olduğu halde, binayı havaya uçurduğunu kabul etmeyecektir. | Open Subtitles | إنه لن يعترف بتدمير المبنى وهو لازال متواجداً مع طاقمه بالاسفل. |
Korkarım ki onu ve mürettebatını görevden almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أخشى أننى إضطررت لإعفاءه و طاقمه من عملهم |
Ki Ho Sang ekibinin ölümüne sebep olduktan sonra kaçan utanmaz bir herif. | Open Subtitles | كي هو سانغ هو المحتال المخزي الذي هرب بعد ارسال أفراد طاقمه الى الموت. |
Onu bulana kadar çetesini birer birer indirecek misin? | Open Subtitles | هل ستقوم بالتخصل من طاقمه واحداً تلو الاخر حتى تجده؟ |
Senin kız, adanın en iyi kazanan kaptanlarından birini aşağıladı ve onu bırakmaktan başka çareleri kalmasın diye tayfasını ambargoyla tehdit etti. | Open Subtitles | فتاتك أهانت واحدًا من أقوى أصحابهذهالجزيرة، مهددة طاقمه بالحظر ولم يكن لديهم خيارًا سوى تركه. |
Şimdi, onun ve mürettebatının bir kısmının sığınmaya çalışacakları olasılığı var. | Open Subtitles | و هناك الآن احتمال بأنه و جزء من طاقمه يريدون اللجوء |
Billy Bones görevini layıkıyla yapan ben de dahil tüm tayfanın büyük saygı duyduğu bir marinel başıdır. Ona, senin gibi bir kemirgenden 100 kat daha fazla güvenirim. | Open Subtitles | يحظى باحترام كامل من طاقمه ومني شخصيًا أثق به أكثر من أحمق مثلك بألف مرة. |
Adamlarını hareke geçsinler diye heveslendirmek istersen tayfasının son vurgundan akla hayale gelmeyecek bir ganimet kaldırdığını biliyorum. | Open Subtitles | لو كنت بحاجة إلى شيء لحث رجالك على العمل، أعلم أن طاقمه يحتفظ بمُمْتَلَكات من آخر غنيمة التي ذو قيمة كبيرة |