Araştırma yapması gereken bir üniversite öğrencisi olduğu hakkında konuştu. | Open Subtitles | أسمعني هذه القصّة حول طالب جامعي بحاجة إلى إجراء أبحاث. |
en çok hastaya sahip olan 10 şehirde, her birinde en az 20 bin üniversite öğrencisi vardır. | TED | مع أكبر عدد من المرضى المعتمدين على المعونة الطبية، كل من هذه المدن لديها ما لا يقل عن 20000 طالب جامعي. |
- Zaten bir öğrenci kayıp, ayrıca ahırda biri yaralanmış. Neden başka bir ölü daha arıyoruz? | Open Subtitles | حسناً، لماذا نبحث عن شخص ميت آخر بينما لدينا طالب جامعي نبحث عنه أصلاً وأنت رأيتِ شخص ما يؤذي بتلك الحظيرة؟ |
Tüm hayatın boyunca öğrenci miydin? | Open Subtitles | هل كنت طالب جامعي طوال حياتك ؟ |
Kızı biraz alkol katılmış kokteylden içtikten sonra üniversiteli bir çocukla ayrıldı. | Open Subtitles | من الواضح لا! إبنتها غادرت المكان مع طالب جامعي بعد أن تناولت كمية من الشراب ممزوج |
Bir milyonerimiz var, bir üniversiteli çocuk, bir dede ve iş makinesi sürme ehliyeti olan bir adam. | Open Subtitles | لدينا ميليونير ، طالب جامعي ، جد و رخصة رجل لقيادة الجرافة |
İnanamıyorum. Resmen bir üniversite öğrencisiyim. | Open Subtitles | لا أصدق ، أنا رسميًا طالب جامعي |
Birkaç yıl önce, bir üniversite öğrencisi, 'Hayatınızda en büyük sürpriz ne?' | TED | وقبل بضع سنوات ، سألني طالب جامعي ما هي أكبر مفاجأة في حياتك؟ |
Casus olmadığını bildiğiniz ve sizin için tehdit oluşturmayan bir üniversite öğrencisi var. | Open Subtitles | لديكم فتى، طالب جامعي تعرفون جيّداً أنّه ليس بالجاسوس، و أنّه ليس بمصدر خطر لكم |
Ama bugün, yaklaşık 9,000 hastanın ve onların ailelerinin sağlıklı olmak için ihtiyaç duydukları kaynaklara ulaşmaları için çalışan yaklaşık bin kadar üniversite öğrencisi avukatımız var. | TED | لكن اليوم اصبح لدينا ألف طالب جامعي يسلهمون في العمل من أجل ربط ما يقرب من 9000 من المرضى وعائلاتهم مع الموارد التي يحتاجون إليها للتمتع بالصحة. |
1300 rastgele üniversite öğrencisi seçtik, ve arkadaşlarını göstermelerini istedik. ve hem rastgele seçilen öğrenciyi hem de arkadaşlarını günlük olarak gribe yakalanıp yakalanmadıklarını takip ettik. | TED | أخذنا ١٣٠٠ طالب جامعي تم إختيارهم عشوائياً و جعلناهم يرشوحون أصدقائهم و تابعنا كلا الطلاب العشوائيين و أصدقائهم بشكل يومي لمعرفة ما إذا أصيبوا أو لم يصابوا بوباء الإنفلونزا |
Çocuğun adı Nomi Tadahiko. 19 yaşında bir üniversite öğrencisi. | Open Subtitles | الفتى كان نومي تاداهيكو ، 19 عاماً طالب جامعي جديد . |
Üniversitede öğrenci. Birkaç hafta önce getirilmiş. | Open Subtitles | طالب جامعي احتجزناه قبل بضعة أسابيع |
Süresi geçmiş bir öğrenci kimliği. Ne öğreniyordun Raymond? | Open Subtitles | هوية طالب جامعي منتهية الصلاحيه ماذا كنت تدرس يا(ريموند)؟ |
Adı, Christopher Harlowe. Burma'daki Kabaw hapisanesinde tutulan Amerika da bir üniversitede okuyan bir öğrenci. | Open Subtitles | إنهُ يدعى (كريستوفر هارلو)، وهو طالب جامعي أمريكي، |
O üniversiteli bir genç ve her an patlamaya hazır. | Open Subtitles | إنه طالب جامعي وهو جاهز للإثارة |
Zengin adam, üniversiteli çocuk, ihtiyar... | Open Subtitles | رجل غني طالب جامعي ، عجوز |
Artık üniversite öğrencisiyim. | Open Subtitles | يجب أن أكون طالب جامعي الآن. |