"طالما أنتِ" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğun sürece

Ama yalnız olduğun sürece, benim kadar güçsüzsün.
لكن طالما أنتِ وحدكِ فأنتِ ضعيفة مثلي تماماً

Sen mutlu olduğun sürece, hangi kuralları bozduğun kimin umurunda ki.
لماذا تهتمين بالقواعد والاحكام طالما أنتِ سعيدة

Sen iyi olduğun sürece hiç birşeyin önemi yok.
طالما أنتِ بخير يا حبيبتي ، لا يهمني أي شيء آخر

Sen mutlu olduğun sürece fark etmez.
طالما أنتِ سَعيدة, هذا جيد بالنسبة لِيّ.

İlk 3 aylık dönemde olduğun sürece bu geçerli bir seçenek.
طالما أنتِ في الشهـور الأولى إنـه خيـار متـاح لكِ

Sen yeryüzünde olduğun sürece başka kimseyle mutlu olamayacağımdan.
أني لن أكون سعيداً مع أي شخصٍ آخر طالما أنتِ تمشين على الأرض

Özgür olduğun sürece hep yanında olacağım.
طالما أنتِ حرة, سأكون دائماً إلى جانبكِ.

Sen de benim gemimde olduğun sürece emirlerini benden alacaksın.
و طالما أنتِ على سفينتي، ستتلقين الأوامر مني

Ama sen orada olduğun sürece, hiç bir şey fark etmez. Sadece...
...لكن طالما أنتِ هناك، لا شيء آخر مهم حقاً، فـقـط

Merak etme küçük peri. Bay Twitches orada olduğun sürece seni rahatsız etmez.
لا تقلقي ، أيَّتها الجنّية الصغيرة، السيّد (تويتشز) لنّ يزعجكِ طالما أنتِ بالداخل.

Benimle birlikte olduğun sürece, bir şey yapmayacaklardır.
-ليس لي علاقة بهذا. لكن طالما أنتِ معي، لن يقوموا بأي شيء.

Beni bağışla Mystique, sen dışarıda olduğun sürece biz asla güvende olamayacağız.
طالما أنتِ موجودة، فلن نكون بأمان

Burada olduğun sürece sana bakacak.
ستقوم بالإعتناء بك طالما أنتِ هنا.

Ne zaman olduğu önemli değil. Mutlu olduğun sürece.
لا يهم متى سيكون طالما أنتِ سعيدة

Hayatta olduğun sürece, bana hiçbir şey borçlu değilsin.
سيدني ) ، طالما أنتِ على قيد الحياة ) لن تكوني مدينة لي بشئ

Sen yanımda olduğun sürece yaşayacağım.
سأعيش لأمد طالما أنتِ بجانبي

Sen iyi olduğun sürece hiçbir şeyin önemi yok.
لا، لا يهم طالما أنتِ بخير.

Ultra'nın hedefi olduğun sürece gözden uzak olmalısın.
طالما أنتِ هدفًا لـ(أولترا) يجب أن تبتعدي عن الشبكة.

Güvende olduğun sürece.
طالما أنتِ آمنة