Miami'de olduğum sürece Beni bulacaktır. | Open Subtitles | طالما أني موجود في ميامي بإمكانه أن يجدني |
Unni'yle olduğum sürece, cehennemde bile olsam mutlu olurum. | Open Subtitles | طالما أني مع أوني، حتى لو كنتُ في الجحيم سوف أكون سعيداً |
Yatağını ısıtmak için orada olduğum sürece ne düşündüğüm ya da nasıl hissetiğim umurunda değil. | Open Subtitles | طالما أني موجوده لتدفئة فراشك وأنت لاتهتم لما أشعر به او أرغبه |
Bir sigaradan daha güzel ne olabilir biliyor musun 100'lük banknotlarla yakılmış bir sigara. | Open Subtitles | لاشئ أفضل من السيجارة طالما أني أشعلها بورقة 100 دولار |
Bir sigaradan daha güzel ne olabilir biliyor musun 100'lük banknotlarla yakılmış bir sigara. | Open Subtitles | لاشئ أفضل من السيجارة طالما أني أشعلها بورقة 100 دولار |
Ben reisiniz olduğum sürece benim sözümü dinleyeceksiniz. | Open Subtitles | طالما أني زعيمكم ستستمعون إلى كلماتي |
Burada olduğum sürece güvende olacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أني بمأمن طالما أني ما زلت هنا |
Burada olduğum sürece güvende olacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف انني آمنة ، طالما أني هنا. |
Yerinde fedakarlıklar yapmaya hazır olduğum sürece herhangi biri olabileceğimi keşfettim. | Open Subtitles | أدركتُ أني أستطيع أن أكون أي شخص آخر. طالما أني على استعداد لتقديم التضحيات المناسبة! |
- Onlardan biri olduğum sürece geleceğim vardı. | Open Subtitles | طالما أني أخ، فأنا أملك مستقبلاً |
Seninle olduğum sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما أني معك |