Tişörtünde sim vardı, kimliği yok ve parmak izi vermeyi reddediyor. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الألقِ على قميصِه لا الهوية ورَفضتْ إعْطائنا طبعاتَ. |
Kızın kıçında her gece elinin izi çıkıyordur. | Open Subtitles | وأنت تَعْرفُ بأنّه يَضِعُ طبعاتَ النخلةِ على ذلك الحمارِ كُلَّ لَيلة. |
Yani kol olmadığı için parmak izi de yok. | Open Subtitles | لذا نحن عِنْدَنا لا أسلحةَ، لا طبعاتَ. |
Ne kurşunda bir zedelenme, ne de testerede bir parmak izi yok. | Open Subtitles | لا ضرباتَ على الرصاصةِ ولا طبعاتَ على المنشارِ. كان هناك إثنان مِنْ مجموعاتِ الطبعاتِ على حقيبةِ الدحروجةِ الداميةِ - |
Ön pencerede minik bir kırık var ama parmak izi yok. | Open Subtitles | وَجدَ a شَقّ صغير في النافذةِ الأماميةِ، لكن لا طبعاتَ. |
Ama parmak izi bulunamamış. | Open Subtitles | لا طبعاتَ وَجدتْ مع ذلك. |
Bunlar bilek izi. | Open Subtitles | تلك طبعاتَ رسغيةَ. |
Parmak izi yok. | Open Subtitles | لا طبعاتَ. |