Evet, okula gitti. Derste midesi bulandı. Şimdi de tuvalete gidiyor. | Open Subtitles | أجل دخلت الفصل وأصابها الغثيان والآن هي في طريقها إلى الحمام |
Ve dinle, Paige patronundan nefret ettiğini anlattığını söylemişti oraya gidiyor olabilir. | Open Subtitles | وقال بيج والاستماع، كانت صراخ عن كره رئيسها، حتى تتمكن من أن تكون في طريقها إلى هناك. |
Biz yolda bir koloni gemisi var olduğunu varsaymak zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نفترض وجود سفينة مستوطنين في طريقها إلى هنا |
Bir ekip aracı şu an evinize doğru yola çıktı. | Open Subtitles | وهناك سيارة شرطة مسرعة في طريقها إلى منزلك |
Bütün dükkanlar kapalı olurdu ve eve giderken yolunun üstünde değildi. | Open Subtitles | كل المتاجر قد أغلقت, و لم يكن هو طريقها إلى المنزل |
O şeytani canavara yemeğini vermek için mutfağa gidiyordu. | Open Subtitles | وقد كانت في طريقها إلى المطبخ، لتحضر لذلك الوحش الشرير بعض الطعام. |
Bay Area için Doppler radar bize fırtına gösteriyor çıkış yolunda zaten. | Open Subtitles | الرادار الدوار فى منطقة الخليج يخبرنا أن العاصفة فى طريقها إلى الزوال |
Buraya gelirken gemisi yolda kaybolmuş. | Open Subtitles | فى طريقها إلى هنا ضاعت سفينتها فى البحر. |
Annemin evden ayrıldığımızdan haberi yok ve şimdi de eve gidiyor. | Open Subtitles | أمّي لا تعرف بأنّنا تركنا المنزل وهي في طريقها إلى البيت الآن |
- Bir arama ve yok etme ekibi Koltuk Odasına doğru gidiyor. | Open Subtitles | و هناك مجموعة من رجالنا في طريقها إلى غرفة الكرسى الآن |
Karısı teşhis için morga gidiyor. | Open Subtitles | الزوجة في طريقها إلى المشرحة للتعرف على الجثة. |
FBI laboratuarına gidiyor. | Open Subtitles | إنّها في طريقها إلى المختبر الجنائي للمباحث الفيدراليّة |
O adama dokunmayın bayan. Ambulans yolda. | Open Subtitles | لا تلمسِى هذا الرجل يا سيدتى الإسعاف فى طريقها إلى هنا |
Ancak acil servisler yolda telaşa hacet yok! | Open Subtitles | لكن لا تقلقوا فخدمات الطوارئ بالمدينة في طريقها إلى هنا |
Sarge diyor ki: Federaller buraya doğru yola çıkmış. Onu bizden alacaklarmış. | Open Subtitles | الرقيب يقول أن المباحث الفدرالية في طريقها إلى هنا لتأحذه من بين أيدينا |
Gümrük ve İç Güvenlik Teşkilatı sandığa el koymuşlar. Interpol JFK Havaalanına doğru yola çıkmış. | Open Subtitles | الجمارك والأمن الداخلي قد صادروا الصندوق، الشرطة الدوليّة في طريقها إلى المطار. |
Büyükkannem mihraba giderken, arkasına gizlice sokuldum, çünkü onun cennete gittiğinden emindim. | TED | ومثلما شقت طريقها إلى المذبح، تسللت خلفها مباشرة، لأنني علمت بالتأكيد أن بالتأكيد ستذهب جدتي إلى الجنة. |
Fok balıkları anlaşması yattı. Üç tanesi Çad'a giderken ölmüş. | Open Subtitles | صفقة الفقمات فسدت في آخر لحظة ثلاث من الفقمات ماتت في طريقها إلى تشاد |
Şehirdeki dairene gidiyordu | Open Subtitles | كانت تقود السيارة في طريقها إلى شقتك في المدينة |
İyi haber, ilaçlar işe yarıyor ve miden iyileşme yolunda. | Open Subtitles | الأخبار السارة هي أن الأدوية تعمل و المعدة في طريقها إلى الشفاء |
Ambulansa saldıracak olsaydılar buraya gelirken işini bitirirlerdi. | Open Subtitles | لو خططوا لمهاجمة سيّارة الإسعاف، لهاجموها في طريقها إلى هنا. |
Hava durumu servisine göre bu gece fırtına geliyormuş. | Open Subtitles | و إستناداً لخدمة الأرصاد الجوية العاصفة في طريقها إلى هنا |
Otobüs terminalinde yakalamışlar. Asunción'a gidiyormuş. | Open Subtitles | وجدوا لها في محطة للحافلات في طريقها إلى أسونسيون. |