- Bunun Tadı tuhaf. Beni yemeğe dışarıya çıkar. - Gayet taze. | Open Subtitles | هذا الشخص طعمة مقرف ، خذنى للأكل بالخارج إنه طازج تماما |
Tadı 10 dakika öncekinden daha farklı olacak. | Open Subtitles | سيكون طعمة مُختلفاً عما كان علية منذ 10 دقائق |
Balığın has kokusunu alamıyorum ama Tadı gayet güzel. | Open Subtitles | انا لا اشتم رائحة السمك الكريهة و لكن طعمة لذيذ |
- Şarap hala sidik tadında. | Open Subtitles | النبيذ ما زال طعمة مثل البول. |
Biftek tadında olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | .يقولون أن طعمة كشريحة اللحم |
Belki, üzerine büyü yapıldığı için zencefilin Tadı gariptir. | Open Subtitles | ربما طعمة الزنجبيل غريبة لأنه هناك تعويذة ما عليه |
Ne muhteşem. Bunun Tadı dana eti gibi. | Open Subtitles | كم هو رائع هذة اللحم طعمة لذيذ |
Vejetaryen burger miydi o? Tadı aynı et gibi. | Open Subtitles | هل البرجر النباتي طعمة سيئ مثل اللحم |
Böyle bir arabanın içinde her şeyin Tadı güzel gelir. | Open Subtitles | كل شيىء طعمة افضل فى هذة السيارة |
Eğer Tadı çimen gibi olsaydı birçok kişi içerdi. | Open Subtitles | سيعجب الكثير من الناس لو كان طعمة كذلك |
Uyuşturulduğunu, anason Tadı aldığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تم تخديرها , بشىء طعمة مثل الينسون |
Bu yüzden Tadı bok gibi. | Open Subtitles | لهذا طعمة مثل الغائط |
Böğürtlenin böğürtlen gibi Tadı var. | Open Subtitles | التوت طعمة مثل التوت |
Tadı aynı hindi gibi. | Open Subtitles | طعمة كأنه طعم الديك الرومي |
Tadı gerçekten farklı. | Open Subtitles | بالفعل طعمة مُختلفاً |
Tadı gökkuşağı gibi. | Open Subtitles | طعمة مثل الوان قوس قزح |
Bozuk para Tadı var. | Open Subtitles | طعمة مثل سراويل داخلية. |