Hangi anne çocuğu ağlıyor diye sinirlenir ki? | Open Subtitles | اي نوع من الامهات تغضب على طفلتها لانها تبكي |
Elinden hiçbir şey gelmeyeceğini bildiği çocuğunu kötü haberlerden koruyor. | Open Subtitles | تحمي طفلتها من الأخبار السيئة التي لا تستطيع حيالها شيئاً |
Bir anne bebeğini güzel bulmuyorsa uzun ve yalnız bir yoldadır. | Open Subtitles | إنها حياة صعبة لو أن الأم لا تظن أن طفلتها جميلة. |
Genç bir kadınla yaptığım yaklaşık 20 dakikalık sohbetten sonra öne doğru eğildim ve parmağımı bebeğinin eline değdirmeye çalıştım. | TED | قضيت حوالي 20 دقيقة من الحوار مع هذه المرأة الشابة، انحنيت إلى الأمام وحاولت وضع إصبعي في راحة يد طفلتها. |
Onun fotoğraflarını Güzel bebeği Issa'nın doğumundan önce ve sonra çektim. | TED | صورتها قبل وبعد ميلاد طفلتها الجميلة، إيسا |
Belki çocuğunun götürüleceğini bile bilmiyordu. | Open Subtitles | ربما كانت لا تعلم أن طفلتها تم أخذها أصلاَ |
Bozuk paraları ortada bıraktığını ve çocuğu başında kimse olmadan bıraktığını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | أستخبرها أنّكَ خلفتَ عملات هناك وتركتَ طفلتها من دون رقابة؟ |
çocuğu o gün onun doktora gittiğini söyledi. | Open Subtitles | هل تعلمين ان طفلتها قالت انهم ذهبوا للطبيب فى ذلك اليوم؟ |
Şimdi çocuğu kimsesiz kaldı. Böyle şeylerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | و الآن طفلتها أصبحت يتيمة هذا يجعلني أشعر بالغثيان |
Kendi çocuğunu kaçıran ve sonra da onunla tipide ölen çılgın anne olarak kayıtlara geçeceksin. | Open Subtitles | وسيُكتب عنكى أن إمرأه مجنونه والتى قامت بخطف طفلتها لقت مصرعها معها فى عاصفه ثلجيه عنيفه |
Eğer boşanmış bir kadın çocuğunu tek başına, parası olmadan büyütüyorsa, vay bu dünyanın haline. | Open Subtitles | إذا طلّقت إمرأة، وكافحت من أجل طفلتها وحدها وليس لها مال أقول لك أنها تافهة |
Sence bu hayalet çocuğunu arayan... kaygılı bir anne olabilir mi? | Open Subtitles | تعتقدين ان هذا الشبح هو أم قلقة تبحث عن طفلتها |
bebeğini doğurtmasına yardım eden kızla çok iyi arkadaş oldular. | Open Subtitles | حسنا لقد تعرفت على فتاة واصبحوا اصدقاء جدا لقد ساعدتها على وضع طفلتها منذ اربعة اعوام |
Onu ameliyata sürükledi, kız neredeyse bebeğini kaybediyordu. | Open Subtitles | , تعجل بجراحتها و كادت تفقد طفلتها , و كان عليّ أن أحيك |
Ve bunu yaptığımda, bebeğinin çoktan kaskatı kesildiğini gördüm. | TED | وعندما فعلت ذلك، اكتشفت أن طفلتها متيبسة الأعضاء سلفاً. |
Karısının ve yeni doğmuş bebeğinin bir gemi seyahatinde ortadan kaybolduğunu rapor etmiş. | Open Subtitles | انه ملىء تقرير يقول ان زوجته و طفلتها حديثة الولادة فقدوا فى رحلة خارج البلاد. |
Una bilmiyordu ama, onun bebeği 400 yıl boyunca doğacak ilk bebeğimiz olacaktı. | Open Subtitles | طفلتها الرضيعة سَتَكُونُ واحدة من أوّل الأطفال الجدّد خلال 4 مائة سنةِ |
Kızımın bebeği oluyor, ve siz alışveriş çılgınlığına mı çıkmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | ابنتي تنجب طفلتها و انت تريدين ان تذهبي في جولة تسوق سريعة؟ |
çocuğunun hayatı için savaşan bir kadın olmazsan bir hiçsin değil mi? | Open Subtitles | أعني من تكوني ؟ إذا لم تكوني تلك الأم المجنونة صعبة المراس التى تقاتل لأجل حياة طفلتها , صح ؟ |
Gecenin bir yarısı 7 yaşındaki kızı ile birlikte yanarak öldü. | Open Subtitles | لقد احرقت حتى الموت في منتصف الليل مع طفلتها ذات السبع سنوات. |
Hayır, söylediğim bu değil. Hapse girerse, kızını kaybedecektir. | Open Subtitles | اذا اُلقيَت بالسجن فستخسر طفلتها |
Yüzüme yastık kapattı çünkü küçük bebeğinden çok kendisini umursuyordu. | Open Subtitles | كانت تضع الوسادة على وجهي لأنها تهتم بنفسها أكثر من طفلتها الصغيرة |
çocuğun, dilbilgisi olmadan kendisine ne düşündüğünü aktarabilmesini sağlıyordu. | TED | كانت تستطيع أن تجعل طفلتها توصل فكرتها لأمها بدون قواعد النحو. |
Ama gerçek adı Evelyn ise, bu adı çocuğuna da vermesi çok doğaldır. | Open Subtitles | ولكن ان كان اسنها الحقيقى هو ايفيلين اذن من الطبيعى ان نشك انها سوف تعطى هذا الاسم الى طفلتها. |
Annesi her gün bebeğiyle buranın önünden geçer. | Open Subtitles | الأم تعبر من هذا المكان كل يوم مع طفلتها |
Bu gerçek dışı bir şey. Kendi evladını bırakıp giden bir kadını bulmaya çalışmak. | Open Subtitles | إنّه أمرٌ سرياليّ، حيث البحث عن المرأة التي تخلّت عن طفلتها. |