İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi. | Open Subtitles | أول ذكرى لي كانت أني استيقظت في غابة مثل طفلٍ حديث الولادة ، لم يكن لدي فكرة من أكون أو مالذي يجري |
Ve bu harika manzarada, yeni bir bebek, kocaman açılmış kollar ve kalplerle karşılanacaktır. | Open Subtitles | وأيّ طفلٍ جديد سيرحّب به في هذا المشهد السعيد,بأذرعٍ وقلوبٍ مفتوحة |
Bu soğuk spor, küçük bir çocuğun çıplak ellerine göre... | Open Subtitles | إنها رياضة باردة على طفلٍ صغير عاري اليدين. |
Çocuk, bu ödüllendirilen yalanlar sisteminde öyle uzmanlaştı ki, kimse bu sessiz çocuğun nasıl mutsuz bir çocuğa dönüştüğünü fark etmedi. | Open Subtitles | أتقن لعبة الكذب التي كانت تكافئه جيدا لم يلاحظ أحد بأن الطفل الهادئ ذاك كان قد تحول الى طفلٍ حزين |
Bir çocuğu bu işlerden kurtarmaya çalışırken vurulmuş. | Open Subtitles | أصيب عند محاولته إقناع طفلٍ بالإبتعاد عن الزاوية |
Yaptığı şuydu: Ekrandan dışarıya doğru baktı ve her çocukla duygular hakkında bire bir konuşuyormuş gibi bir diyalog sürdürdü | TED | إليكم ما الذي قام به، نظر من الشاشة، وعقد محادثات، وكأنه يتحدثُ إلى كل طفلٍ بشكلٍ فردي حول المشاعر. |
Bu çok aptalca. Ya 2 yıl sonra bebek istemezsem? | Open Subtitles | إنها غبيةٌ جداً، ماذا لو لم أرغب بتبني طفلٍ بعد سنتين؟ |
Mini, minnacık bebek ellerinden yapılmış bir eşarba bayılırdım. | Open Subtitles | ضمادة مصنوعة من يد طفلٍ صغير أترين ، تلك ليست فكرة جميلة |
Evde bir bebek düşüncesini sevdim ama ya erkekse... | Open Subtitles | أحبُ فكرة وجود طفلٍ في المنزل، لكن إذا كان صبياً |
Senin gibi 100 yaşında olunca bebek büyütmek daha zormuş. | Open Subtitles | إنجابُ طفلٍ أصعبُ عندما تكونين بعمر الـ 100 مثلك. |
Bilgisayarının ekran koruyucusunda bebek olan biriyle çıkmıştım. | Open Subtitles | لقد واعدت رجلاً كان يملك خلفيّة متحركة على حاسوبه لصورة طفلٍ. |
Beni her çocuğun bileceği bir soruyla bitirmek istiyorlar. | Open Subtitles | سيتخلّصون منّي بسؤال يمكن لأي طفلٍ معرفة جوابه |
Bütün hayatınızı küçük bir çocuğun kavrayışına bağlayamazsınız, bazı hatıraların yansımalarına. | Open Subtitles | لا يُمكنكَ أن تبني حياتَك بالاعتمادِ على تفكير طفلٍ صغير على أصداءِ بعضِ الذِكرايات. |
Tüm silah teknolojisi; annesini arayan, 4 yaşında, kontrolsüz bir çocuğun ellerinde. | Open Subtitles | كل هذه القوى في يد طفلٍ خائفٍفيالرابعةيبحثعنأمه. |
Bir çocuğu öylece korumalı gözetimden çalabileceğini ve gerçekten bundan kimsenin haberi olmayacağını mı düşündün? | Open Subtitles | هل ظننتِ أنّك تستطيعين سرقة طفلٍ من عهدة وقائية دون أن يلاحظ أحدٌ ذلك؟ |
Dünyanın en garip çocuğu olarak her seferinde organik kimyager olmak istiyorum derdim. | Open Subtitles | ,أنا كنتُ أغربَ طفلٍ بالعالم .لأنّي قلت , عالم بالكيمياء العضويّة , كلّ مرّة |
Söylemek istediğim, bir kadını doğurmak istemediği ya da büyütmeye yetkin olmadığı bir çocuğu doğurmaya zorlamak düşünülmesi ve tartışılması gereken bir zalimlik. | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنه هنالك إجبار غير ملحوظ وقسوة غير مبررة لإجبار طفلٍ لأن يولد لأم |
Bence terk edilmiş bir çocuğa yuva vermek büyük bir iyilik. | Open Subtitles | أظن بأنه أحد أكثر الأشياء مُباركةً بأن يمنح شخصٌ ما بيتاً لـ طفلٍ محروم |
Eğer ilkinde yaptığımız gibi yapacak isek, bir çocukla yetinsek daha iyi. | TED | إذا ما كان ينبغي علينا فعل ذلك مرة أخرى بنفس الطريقة الماضية، قد نكتفي بإنجاب طفلٍ واحدٍ." |
Sağlıklı beyaz bir bebeğe 50 bin dolar veren insanlar olduğunu duymuş. | Open Subtitles | فلقد سمع أنّ هنالك أُناس سيدفعون خمسون ألفاً لأجل طفلٍ أبيض وصحيّ |
Kesit kalınlığı 20 mikron, yani bir bebeğin saç teli kalınlığında. | TED | وهذه بسماكة 20 ميكرون ، أي بسماكة شعرة طفلٍ رضيع. |
Hatta yeni Bir çocuk yapmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع إني أفكر جدياً أنه يجدر بنا إنجاب طفلٍ آخر |