Carl dünyadaki en Şanslı çocuk çünkü babası sensin. | Open Subtitles | كارل ،هو أكثر طفل محظوظ فى العالم، لكونك أنت والده، |
Ne Şanslı çocuk. | Open Subtitles | يا لك من طفل محظوظ |
Şanslı çocuk. | Open Subtitles | إنّه طفل محظوظ. |
Ama biliyorum ki, doğum günü hediyesi olarak yetişkin kütüphane kartı alan bir anneye sahip olduğum için şanslı bir çocuk olduğumu söyledi. | Open Subtitles | ولكن ما اعرفه، انه قال باني سأكون طفل محظوظ لأنه يوجد لدي ام، تحب ان تعطيني بطاقة مكتبية للبالغين في عيد ميلادي |
Frankie çok.. çok şanslı bir çocuk. | Open Subtitles | فرانكي طفل .. طفل محظوظ جداً |
Pusetteki şu bebek gibi Şanslı bebek. | Open Subtitles | كهذا الطفل بالضبط في عربة الأطفال طفل محظوظ , انتظرني |
Şanslı çocuk. | Open Subtitles | طفل محظوظ |
Şanslı çocuk. | Open Subtitles | طفل محظوظ. |
Şanslı çocuk. | Open Subtitles | طفل محظوظ |
Öyle. O şanslı bir çocuk. | Open Subtitles | إنها كذلك، إنه طفل محظوظ |
Bu çok şanslı bir çocuk olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون طفل محظوظ |
- Evet, o şanslı bir çocuk. | Open Subtitles | -أجل , إنه طفل محظوظ |
Ve Parker şanslı bir çocuk. | Open Subtitles | و ( باركر ) طفل محظوظ |
Dünyadaki en Şanslı bebek. | Open Subtitles | إنه اكثر طفل محظوظ في العالم |
- Şanslı bebek. | Open Subtitles | طفل محظوظ |