"طلابهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğrencilerinin
        
    • öğrencilerine
        
    Nispeten iyi adaylardan birkaçı başvurularının ekine, öğrencilerinin değerlendirmelerini koymayı unutmuşlar. Open Subtitles عدد قليل من المتقدمين الأفضل نسوا أن يرفقوا صوراً من تقييم طلابهم مع طلباتهم
    Daha önce hiç, öğrencilerinin kopya çektiğinden şüphelenmemişler. Daha önce öğrencilerinin cinayet işleyebileceklerinden de şüphelenmemişlerdi. Open Subtitles لم يشتبهوا أياَ من طلابهم يغشون
    öğrencilerinin yarışmaya girmesinin özel tarafı ne ki? Open Subtitles هذا لا يعني شيئا ... ربّما يشارك طلابهم
    Örneğin öğrencilerine TED على سبيل المثال، هل يطرحون على طلابهم أسئلة محفزة؟
    Anaokulu öğretmenleri öğrencilerine ateşi öğretirler, çünkü 5 yaşındaki çocukların yaramazlık yapacaklarını düşünürler. Open Subtitles معلموا روضة أطفال يحرقون طلابهم لأنهم يعتقدون أن ذويّ الـ 5 أعوام يتآمرون علي قتلهم
    Bu sayede dışarı çıkıp oyun oynayan çocuklar ve özellikle de oğlanların çoğunlukta olduğu bazı sınıfların öğretmenleri notların yükseldiğini bildirdi. Bu yolla çocuklar artık iki haneli rakamları çarpmaktan korkmuyorlar. Üstelik öğretmenler de öğrencilerinin yeni deneyimler karşısında nasıl davrandığını ölçecek bir araca kavuşmuş oldular. TED بعض الصفوف و المعلمين اخبروا أن نتائج الفحوصات ارتفعت, و أن درجة ارتياحهم للمواد ارتفعت, خاصة مع الصبيان, فبذهابهم الى الخارج و اللعب, لا يخافون أن يقوموا بعملية ضرب عدد من خانتين -- و أيضا أصبح بمقدور المعلمين أن يستخدموا هذه الطريقة كأدوات تقييم لتحسين قياس كيف طلابهم يستوعبون مادة جديدة.
    Bir, bu öğretmenler bunu yaptıkları zaman, açık olarak görülen bir fayda var -- o fayda onların öğrencilerinin de benim kuzenlerimin yaptığı gibi videolardan zevk alabilmesi. Durdurabilirler, kendi hızlarında tekrar edebilirler, kendi zamanlarında. TED الأول، بينما يفعل هؤلاء المعلمون ذلك، هناك فائدة واضحة -- الفائدة هي أن طلابهم الآن يمكنهم الإستمتاع بالفيديوهات بنفس الطريقة التي أستمتع بها أبناء عمومتي يمكنهم توقيفها، إعادة مشاهدتها بطرقهم الخاصة في وقتهم الخاص
    Doktora öğrencilerime aktardığım, onların doktora öğrencilerine aktardığı falan bir hücre kültürüm olsaydı bile derin yüzeyaltı koşullarını aynen taklit etmek için bunu binlerce yıl hiçbir kirletici yetiştirmeden yapmak zorunda kalırdık. TED لذلك حتى لو زرعت خلايا ومررتها إلى طلابي في الدكتوراه، ومرروها إلى طلابهم في الدكتوراه، وهكذا، سيكون علينا القيام بذلك لآلاف السنين لمحاكاة الظروف الدقيقة للسطح العميق، كل ذلك دون زراعة أي ملوثات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more