Tüm dönem boyunca, arkadaşım ağzını her açtığında benim öğrencilerim bir kadın gördü. | TED | خلال ذلك الفصل الدراسي كله، كلما تكلمت زميلتي، ما شاهدوه طلابي كانت امرأة. |
Gördüğünüz gibi komutanım, bütün öğrencilerim ve eğitmenlerimle... her an iletişim halindeyim. | Open Subtitles | كما ترى، سيدي عِنْدي رؤية فوريُة على كُلّ طلابي العسكريون وكُلّ المدربين |
Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız Öğrencilerimi örnek alabilirsiniz. | TED | وإذا لم تكونوا واثقين من أين تبدؤون، انظروا إلى طلابي كمثالٍ يُحتذى بهم. |
Pazartesi günü bu yaranın bir makaslar değilde çıldırmış olan nişanlımın kılıçla yaptığı bir şey olduğunu anaokulu öğrencilerime anlatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | في يوم الاثنين سوف اخبر طلابي في حضانة الاطفال الذين اعلمهم ان لا يركضوا و هم يحملوا المقص ان خطيبي طعنني بسيف |
Bunların hepsini yaptım, çünkü öğrencilerimin kendileri olarak en iyi olmaları için çevrelerindeki herkesin onları desteklediğini bilmelerini istedim. | TED | وقمتُ بعمل كل ذلك لأنني أردتُ من طلابي أن يعرفوا بأن الجميع من حولهم يدعمهم ليكونوا من أفضل الناس، |
Gitmeyi seçenlerse, şehir genelindeki öğrenci grevine katıldılar ve adalet için ortak düşüncelerini söylediler. | TED | وشارك من اختاروا المغادرة في انسحاب طلابي ورفع صوتهم الجماعي من أجل العدالة. |
Okulu son defa gördüğümde öğrencilerim yanlış yöne doğru bana el sallıyorlardı. | Open Subtitles | عندما َأرى المدرسةَ لآخر مَرّة. طلابي كَانوا يُلوّحونَ لي في الإتّجاهِ الخاطئِ. |
Gördün, sınıfta bile değiliz, ve öğrencilerim hala benden kaçıyor. | Open Subtitles | أترى، لسنا حتى في محاضرة ولا يزال طلابي يتهربون مني |
Bir inceleme grubum var. Daha çok ilgili öğrencilerim için. | Open Subtitles | حسنا ، أنا عندي مجموعة دراسية لبعض طلابي الاكثر إندفاعا |
Bu gece 9-10 arası özel ders verdiğim öğrencilerim ingilizce... . | Open Subtitles | طلابي الخصوصي يأتون إلى هنا الليلة بين الساعة 9 و 10 |
öğrencilerim her yıl, örnek adaletsizlik incelemesi olarak Güney Afrika’daki ırkçılığın tarihi üzerine çalışır. | TED | كل عام، يدرس طلابي تاريخ العنصرية بإفريقيا كدراسة حالة للظلم. |
öğrencilerim bu infografikleri yılsonunda körfezdeki petrol akışına cevap olarak yaptığımız bir ünite için hazırlamışlardı. | TED | لقد صنع طلابي هذه المعلومات كنتيجة لما قررنا ان نقوم به في نهاية العام في خصوص التسرب النفطي |
Aynı anda birkaç işi birarada (çoklu görev) yapan biriyim ve Öğrencilerimi de baştan sona çok yaratıcı,çok görevli tasarlama sürecinden geçmeleri için zorluyorum. | TED | أنا رجل متعدد الوظائف و أدفع طلابي ليكونوا أكثر أبداعاً من خلال عملية التصميم متعددة الوظائف |
Sınıfta, Öğrencilerimi kendi hayatlarındaki sessizlikleri şiir yoluyla keşfetmeye teşvik ediyorum. | TED | في الصف، أتحدى طلابي باستكشاف الصمت في حياتهم هم من خلال الشعر. |
Böylece bu projenin başarısı sayesinde Öğrencilerimi zorlamak için daha fazla mühendislik projesi yaratmaya devam ettim. | TED | وبسبب نجاح هذا المشروع، واصلتُ إنتاج المزيد من المشاريع الهندسية لتحدي طلابي. |
Yıllar sonra öğrencilerime rastlıyorum | TED | أقابل بعض طلابي بعد أعوام لاحقة أحيانًا |
Daha sonra bu videoları öğrencilerime izletmesi için vekil öğretmene verdim. | TED | وكنت أعطي هذه المقاطع لمدرسي البديل ليعرضها أمام طلابي. |
öğrencilerimin de buna bayılacaklarına emindim, ama yanılmıştım. | TED | كنت متأكدًا جدًّا أن طلابي سيحبون ذلك، لكنّي كنت مخطئًا. |
Kayıtlara bakılırsa, Bay Başkan, oğlunuz popüler bir öğrenci lideriymiş. | Open Subtitles | وفقا للسجلات، عمدة، ابنك هو زعيم طلابي بارز |
Seni affetmememi nasıl beklersin? Sen benim en iyi öğrencimsin Tanrı sana benzersiz armağan ve böyle yetenekler vermiş. | Open Subtitles | كيف تتوقع مني أن أسامحك وأنت أعظم طلابي الذين أعطاهم الرب المواهب وهبه فريدة؟ |
Ama şimdi benim çocuklarım lisanlı ve ticarette teminatlı. | TED | لكن طلابي الآن مرخص لديهم سندات تجارية. |
Küçük bir oyunun nasıl olup ta polisin nerdeyse iki öğrencimi vurmasına yol açacağını... açıklayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | .. أشك أنه لديك ما تفسر به أفعالك الصبيانية التى كانت ستودى بقتل إثنين من طلابي |
öğrencilerimin konuşmasını dinledikçe kaç öğrencimin Abby gibi varsayımları olduğunu merak etmeye başladım. | TED | ومع مشاهدة طلبتي يخوضون النقاش فعلًا، بدأتُ أتساءل كم عدد طلابي ممن لديهم هذه الافتراضات مثل آبي. |
Ancak, altın madalyonu en iyi öğrencime vereceğim. | Open Subtitles | ولكن، سأمنح الميدالية الذهبية لأفضل طلابي. |
İki beyaz öğrencim bir siyahi öğrencimden daha kara çıktı. | Open Subtitles | ظهر أن 2 من طلابي أسودان أكثر من طلابي السود |
Bakın, Dr. Cox ona bakacağım ve Stajyerlerim de yardım edecek ama başka hastalarım da var ve bu yüzden... | Open Subtitles | سأهتم بها ولدي مساعدة طلابي ولكنك تعلم أن لدي مرضى أخرون أيضاً لذا... |
İşte o zaman stajyerlerimi neye dönüştürdüğümü farkettim. | Open Subtitles | "حينها أدركت إلى ماذا حوّلت طلابي" |
Ya da yuvaya giden öğrencilerimden birinin sana göstermesini ister miydin? | Open Subtitles | أم أنك تريد أن اجعل أحد طلابي في الروضه يعلمك ذلك؟ |