Aniden, lise öğrencisi dolu o oda, kahkahalara ve çakılan beşliklere boğuldu. | TED | فجأة، كل من كان في الغرفة من طلاب الثانوية انفجروا يضحكون، يتصافحون. |
Daha seyrek olarak, bir lise öğrencisi de bunu başarıyor. | TED | كما يفعل ذلك طلاب الثانوية في مناسبات نادرة. |
Görünüşe göre, dün gece bir kaç lise öğrencisi sizin suitinizdeymiş ve odanıza bakılırsa baya iyi zaman geçirmişler. | Open Subtitles | يبدو, أن مجموعة من طلاب الثانوية كانوا في جناحك الليلة الماضية ومن شكله فقط قضوا وقتا رائعا |
Ve lise öğrencilerinin üçte biri İnsan Hakları Bildirgesi feshedilse kaybedecekleri bir hakkı söyleyemiyor. | Open Subtitles | ولو أن الحقوق الشرعية تم الغائها, فإن الثلث من طلاب الثانوية العامة لن يعرفوا الحق الذي خسروه للتو. |
Aslında lise öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu dersler hakkında geniş bir yelpazemiz var. Listeye bir göz atın. | Open Subtitles | لدينا بعض المواد المختلفة يحتاج طلاب الثانوية لدروس خصوصية فيها |
Fark eden şu Sue hala lisede ve lise öğrencisi gibi davranmalı. | Open Subtitles | المشكلة هي أن (سو) مازلت في الثانوية ويجب أن تفعل ما يفعله طلاب الثانوية |