Bütün Amerikalı kadınlar gibi tüm yapabileceğin, restoranlarda sipariş verip erkeklerin parasını harcamak. | Open Subtitles | أنت ككل النساء الأمريكيات كل ما يتقنونه هو طلبات المطاعم وصرف نقود الرجل |
Akustik gitar çalabiliyordu ayrıca istek üzerine her yerde şarkı söylüyordu. | Open Subtitles | وعزف بغيتاره من اجلك ايها الصوتي وغنى على المسرح اي طلبات |
Bilgisayarlar onların istekleri için var zaten. | Open Subtitles | لقد وُجدت الحواسب من أجل طلبات المتخدمين |
Farklı bir alandaki talep iş değişince daha farklı gibi görünebilir. | Open Subtitles | طلبات من نطاقات مختلفة تبدو بشكل مختلف عندما تقدم بشكل متسلسل |
Gaz, boş mideye daha çabuk etki eder. Bir isteğin var mı? | Open Subtitles | يعمل الغاز بسرعةعلى معدة فارغة هل من طلبات ؟ |
Ahbap, 20 tane hamburger yiyip 5 tane de kızartma siparişi vereceğini biliyorum. | Open Subtitles | يا رجل سوف أرى الـهامبورغر وازيد طلبات منها |
Ön görüşme ve talepler 8 Hazirana kadar tamamlanmış olmalı. Sorusu olan? Evet var. | Open Subtitles | آخر ميعاد لقبول أي طلبات ما قبل المحاكمة هو الثامن من يوليو، هل هناك من يريد الإدلاء بشيء ما؟ |
- Benim için yeni bir alan. Sevgililerim genelde içten gelen uzak durma emri yollar. | Open Subtitles | إنها منطقة جديدة لي , دائماً في عيد الحب نجتمع في طلبات التقييد الصادقة |
Bugünkü uçuşunuz için yiyecekle ilgili bir isteğiniz var mı? | Open Subtitles | ألديكم أي طلبات غذائية لرحلتكم هذا اليوم ؟ |
Sahte durum raporlarını, sipariş fonunu, teslimi hazır olanların güncel raporlarını hazırlayabilirim. | Open Subtitles | أنا يمكننى توريد تقارير حاله وهميه , طلبات شراء تسليمات و تحديثات |
O kadar çok sipariş alıyorum ki, nasıl yetişeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | هناك طلبات كثيرة, لا أستطيع حتى أن أغطي الطلب. |
Adam iki yıl önce, orta boy bir ülkedeki kan kanserini tedavi edebilecek bir miktarı sipariş vermiş. | Open Subtitles | منذ عامين طلب هذا الرجل طلبات تكفى لمعالجة اللوكيميا في بلد متوسط النمو |
Dünya için biraz bela dilemek asla uygunsuz kaçmaz. Pekâlâ, herhangi bir istek var mı? Ya siz, Doktor? | Open Subtitles | انه غير ملائم اطلاقا ان نتمنى للعالم امنية سيئة قليلا هل هناك اى طلبات ؟ |
Anlaşılır bir istek olmalı, yoksa deliye dönecekler. | Open Subtitles | عليك ان يكون لك طلبات صحيحة أو انك ستجعلهم متعصبين. |
Evet, evlilik davetiyeleri yapıyorum. Bugünlerde, istekleri karşılayamıyorum. | Open Subtitles | نعم، أن أقوم بصنع دعوات زفاف و لا أستطيع أن أقبل أي طلبات الآن |
Shaw'un masası için çok talep var. | Open Subtitles | لدينا طلبات كثيرة من أجل كرسي على طاولة السيدة لي و شوو |
Ve artık geri döndü. Ama yalnız değil. Son bir isteğin var mı? | Open Subtitles | انه عاد لكن ليس لوحده هل هناك طلبات اخرى؟ |
Ahbap, 20 tane hamburger yiyip 5 tane de kızartma siparişi vereceğini biliyorum. | Open Subtitles | يا رجل سوف أرى الـهامبورغر وازيد طلبات منها |
Noel arifesi yürüyüş ve şarkı söyleme işine daha erken başlamak için talepler olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه كانت هناك طلبات لبدء المسيرة الغنائية لعشية الكريسمس مسبقا |
Küçük mavi şeytanlara katliamdan önce, sevdiklerine saldırmama emri verilmiştir. | Open Subtitles | الشياطين الزرقاء الصغيرة لها طلبات أن لا تهاجم أحبائهم قبل الذبح. |
Özel bir isteğiniz var mı acaba? | Open Subtitles | "وكنتُ أتساءل إن كانت لديكَ أيّة طلبات خاصّة؟" |
Söyleyin bana, bay Angermeyer, niye kocama servis yapmıyorsunuz? | Open Subtitles | اخبرني يا سيد انجرماير, لمَ لم تنفذ طلبات زوجي؟ |
Şuradaki ise yiyecek ve içecek siparişlerini gireceğin bilgisayar. | Open Subtitles | هذا الكمبيوتر الذى نسجل عليه طلبات الأكل والشرب |
Evet çocuklar canavarın gidişiyle bir sürü yeni başvuru aldık. | Open Subtitles | حسناً يا شباب، برحيل الوحش، لدينا الكثير من طلبات التقديم |
İçeri giriyoruz ve bize, gelen alım satım taleplerini gösteriyorlar. | Open Subtitles | لذا مشينا للداخل، وأرونا طلبات البيع والشراء |
Bu tür durumlarda Şerif'in asillerin isteklerini yerine getirmesi adettir. | Open Subtitles | . فى العادة عمدة البلدة يقبل طلبات النبلاء فى هذة القضايا |
Tamam, herhangi birinizin yolculuk için müzik isteği var mı? | Open Subtitles | حسنا . اي احد لديه طلبات لاغاني الرحلة ؟ |