"طلبوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • istedikleri
        
    • istediklerini
        
    • Sipariş
        
    • söylendiyse
        
    İstedikleri işi yaptım ve beni sattılar. Open Subtitles لقد أنجزت العمل الذي طلبوه مني وهم قاموا بالتخلي عني
    İstedikleri erzağı hazırladık ve tutsak değiş tokuşunu yapmaya hazırız. Open Subtitles لقد جهزنا ما طلبوه منا من معدات ونحن مستعدون للقيام بالتبادل
    Son geldiklerinde içtikleri içki, oturdukları masa, sikmek istedikleri garson. Open Subtitles كالمشروب الذي طلبوه آخر مرة أو المقصورة التي أحبّوا، النادلة التي أرادوا مضاجعتها.
    Bence sen de tüm istediklerini yaptın zaten. Open Subtitles أظن أنّك فعلت كلّ ما طلبوه منك هنا أيضاً.
    Tamam? Kimseyi öldürmedik. İstediklerini yaptık. Open Subtitles نحن لم نقتل أى أحد ، لقد فعلنا ما طلبوه منا
    Sipariş verdiler, o yüzden yarın ya da en geç sonraki gün burada olur. Open Subtitles لقد طلبوه من أجلي لذا سيصل هنا في الغد أو بعد الغد، على الأكثر
    Bize ne söylendiyse onu yaptık. Open Subtitles لقد كنتِ لوحدكِ، لكنكِ لم تشاهديه لا، لم افعل لقد فعلنا بالضبط ما طلبوه منا
    Benden istedikleri her şeyi yaptım Hodges. Open Subtitles أنا فعلت ما قد طلبوه منى, هودجى
    İstedikleri bir diğer hareket de bu. TED وهذا نوع آخر من السلوك طلبوه
    Çünkü istedikleri buydu. Open Subtitles لأن هذا ما هنّ طلبوه
    Şey... İşte istedikleri fiyat. Open Subtitles هذا السعر الذي طلبوه
    Hayır, onlara istedikleri herşeyi vermek zorundayız. Open Subtitles لا، علينا منحهم كل ما طلبوه
    Ondan sonra istedikleri her şeyi yaptım. Open Subtitles لقد فعلت كل ما طلبوه بعد ذلك
    -Aramayacaklar. Onlara zaten istediklerini verdik. Open Subtitles لقد أعطينهاهم بالفعل ما طلبوه.
    - Kocam istediklerini yaptığında, Sloan eve geri dönecek. Open Subtitles يقوم زوجي بما طلبوه منه و ما هو ذلك؟
    Sadece istediklerini yaptım, yemin ederim. Open Subtitles لقد قمت فقط بما طلبوه مني أقسم بذلك
    Sipariş ettikleri bir şeyden ötürü olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles -أجل أشكّ في أن السبب طعاماً طلبوه من هنا
    Sipariş ettikleri kablolar erken geldi. Open Subtitles الكيبل الذي طلبوه جاء مبكرا.
    Şey, Sipariş ettikleri şey değildi. Open Subtitles في الواقع , لم تكن ما طلبوه
    Bana ne yapmam söylendiyse, yaptım. Open Subtitles لقد فعلت لك ما طلبوه مني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more