-Her yıl yıldönümlerinde üç numaralı eski karısı sarhoş olup onu arar. | Open Subtitles | في كل عام تثمل طليقته رقم ثلاثة في عيد زواجهم |
Dedi ki sen Julian'ın sadece eski karısı değilmişsin ve nerdeyse Onun ESKİ MENAJERİ olcakmışsın. | Open Subtitles | وقال أنك لست فقط طليقته كنت فقط ستصبحي مديرته السابقة |
Ama eski karısı ile üzerinde baskı oluşuyor, gerçekten 10 milyon pound'u kullanmak istiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | و لكن بعد الضغط الذي مارسَته عليه طليقته يبدو أنه بحاجة للعشرة ملايين |
Birçok kere, yöneticimin eski karısının telefonlarını ve e-maillerini izlediğini gözlemledim. | Open Subtitles | في عدة مرات لاحظت أن المشرف علي يراقب مكالمات طليقته وإيميلاتها |
Her neyse, müvekkilimi görmeye gitmem ve hangi mantıklı sebebe dayanarak, eski karısının evini ateşe verdiğini sormam gerek. | Open Subtitles | على أيّة حال، عليّ الذهاب لمقابلة موكّلي وسؤاله عن مبرّره المقنع لإحراق منزل طليقته أردتُ سؤالك |
eski karısını dövüp kızını alması kişisel bir mesele. | Open Subtitles | إن قيامه بضرب طليقته وإختطاف إبنته لهو امر شخصي، |
Yalnızca Arthur hakkında daha fazla şey bilen biriyle konuşmamız gerekiyor, eski karısından daha fazla şey bilen biriyle. | Open Subtitles | لا يوجد مشكله , سنتحدث مع الشخص الوحيد الذي يعرف الأكثر عن ارثر تينز اكثر من طليقته |
Yine de eski karısıyla neden yine birlikte olduğunu anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم السبب في ممارسته علاقة محرمة مع طليقته |
eski karısı odadan fırladı gitti. | Open Subtitles | حسناً, طليقته لم تكن تستطيع الخروج من الغرفة بسرعة كافية |
İmkansız, eski karısı kumar bağımlısıydı dedi. | Open Subtitles | لا مجال لذلك، قالت طليقته أنه كان مدمناً |
eski karısı cenazesini kimin kaldıracağının umurunda olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت طليقته أنه لا يهمها من يقيم جنازته |
eski karısı duruşmayı kaçırdıklarını söyledi. | Open Subtitles | طليقته ذكرت أنه تخلف عن موعد المحاكمة |
Bryce'ın eski karısı hala burada mı yaşıyor? Emin misin Öyle umuyorum. | Open Subtitles | هل أنت واثقة بأن طليقته تعيش هنا ؟ |
Joe, Sarah'yı eski karısı için terk etti ve banyoda bir uyuşturucu bağımlısı var. | Open Subtitles | , جو) ترك (سارة) من أجل طليقته) و هناك مدمن مخدرات في الحمام |
eski karısının kafasını kesen bir müvekkilim vardı. | Open Subtitles | كان لدي عميلاً ذات مرة قام بقطع رأس طليقته |
bir keresinde eski karısının kafasını uçuran bir müvekkilim vardı. | Open Subtitles | كان لدي عميلاً ذات مرة قام بقطع رأس طليقته |
Günde 1.000 kez eski karısının Instagram'ına bakan bir adamın söylediklerine gel. | Open Subtitles | عظيم، إنها نصيحة من رجل يتفقد صفحة طليقته على إنستاغرام حوالي ألف مرة في اليوم |
Bu kasette, Thomas'ın, eski karısının kulübesinin önünde, otel güvenlik görevlisinin değişiyle kendisine büyük bir iyilik yaptığı açıkça görünüyor. | Open Subtitles | هذا الشريط الذي صورته كاميرا امن الفندق يرينا بوضوح توماس يسدي معروف الى نفسه, من كلمات احد حراس امن الفندق خارج الكابينة التي تقيم فيها طليقته الممثلة |
Evlenmiş, boşanmış ve şimdi eski karısını tekrar kazanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | قام بالزواج، ثم تطلّق ويحاول الآن إحياء العلاقة مع طليقته -قد يكون ظريف |
İddialara göre adamın biri eski karısını öldürmüş. | Open Subtitles | رجل ما قتل طليقته بشكل مزعوم |
- Gidip Grayson'ın eski karısından daha güzel olup olmadığına bakmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | -اتردينا أن نذهب لنري إن ما كانت طليقته أجمل منكِ؟ |
Dedektif Lau' nun psikoloğa gidip de sedece eski karısından bahsetmiş olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | يستحال أن يكون التحري (لاو) قد تابع طبيباً نفسياً و لم يتحدث سوى عن طليقته |
Haklısın, ben arkadaşımın erkek arkadaşının eski karısıyla yattığını öğrendiğinde arkadaşıma söyleyen bir insanım. | Open Subtitles | و لكنى فقط من نوع الشخصيات التى عندما تعرف ان حبيب صديقتى ينام مع طليقته انا اخبر تلك الصديقة |