Daha çok ilgi alanın, tutkun, yapacak bir şeylerin olması lazım. | Open Subtitles | و يجب أن يكون لديك طموحات اكثر و مشاعر و أشياء يجب عليك.. ان تفعلها |
Muhammed'i politik hırsları olan bir sahtekâr ve Kuran'ı da şeytanın eseri gibi gösterdiğini iddia etmektedirler. | Open Subtitles | له طموحات سياسية بحتة والقرآن كعمل من الشيطان |
Şayet içinizden birilerinin Bay Kincaid'in oyun tutkuları hakkında fikri yoksa ve rakamlardan anlaşılacağı üzere, bu kişilerin sayısı çok fazla olamaz. | Open Subtitles | إذا كان أي من كنت معتادا السيد كينكايد ل طموحات الألعاب، ومن الأرقام، لا يمكن أن يكون هناك عدد كبير جدا. |
Hâlâ bu kadar hırslı olmasına hayranım doğrusu. | Open Subtitles | فأنا أحب أنها لا تزال لديه طموحات عديدة لنفسها. |
Herşey çok serbestti bilirsin? Kural yoktu, hırs yoktu, kıskançlık yoktu. | Open Subtitles | أجل ، فقد كان كل شيء جيد كما لو كان بالمجان ولا يوجد قوانين ولا طموحات ولا غيره |
Asla evlenmeyeceğimi bir türlü kafası basmıyor çünkü Merdiven'i tırmanmak gibi büyük amaçlarım var. | Open Subtitles | إنها لا تفهمُ اننى لن اتزوج لأنه لدي طموحات كبيرةٌ للغايه |
Savaş sonrası politik hırslarım yok. | Open Subtitles | ليس لدى طموحات سياسية على الإطلاق |
Senin bu işin ötesinde arzuların olduğunu biliyorum, Troy. | Open Subtitles | تروي , أعرف ان لديك طموحات وراء هذا العمل |
- Bu senin için iyi olmalı Whitt, fakat daha iyi eğitimalmış biri olarak benim daha büyük tutkularım var. | Open Subtitles | حسنا، قد يكون ذلك جيد بالنسبة لك، ويت لكن عندي ترتيبات افضل لدي طموحات أعلى |
Babanın beklentileri gerçekten bu kadar yüksek miydi? | Open Subtitles | هل كانت طموحات والدك كبيرة هكذا؟ |
Politik tutkun olduğunu biliyoruz. Anın bu an olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن لديك طموحات سياسية ونعتقد أن هذا وقتك |
Hayatta direksiyon öğretmeni olmaktan başka tutkun yok mu? | Open Subtitles | هل تحاول إخباري أن طموحات حياتك توقّفَت بعد أن أصبحتَ معلّم قيادة ؟ |
Yahuda Krallığı'nda, yayılmacı hırsları Filistin'i gerçek varislerinden alan gayrimeşru devlet İsrail'e bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى دولة اليهود الغير شرعية والتي لها طموحات توسعية قامت بإغتصاب فلسطين من أهلها الحقيقيين |
Politik hırsları olan bir o. Suçluları yakalamak konusunda kendini kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | لديه طموحات سياسية , هو يحاول أن يسوق لنفسه كمعادي للجريمة |
Georgie'ciğin geçmişinde komik de olsa bazı tutkuları vardı ve Georgie'cik bunları bir romana dönüştürdü. | Open Subtitles | إن " جورج " لديه طموحات كبيرة بالرغم من حدوث شئ مضحك فى الماضى حوله " جورج " إلى رواية |
O'nun siyasi tatta farklı tutkuları vardı. | Open Subtitles | كانت لديه طموحات أخرى سياسية المنحا |
hırslı olmayacağız diye çok korkardı bu yüzden en ufak şey için bile bizi çalıştırdı. | Open Subtitles | بأنه ليس لدينا طموحات ، وانان سنضيع كل شيء |
New York mafyasında yükselmek isteyen hırslı ve kafadar bir mafya. | Open Subtitles | تفكير عصابي مع طموحات تسلق صفوف المافيا في نيويورك |
Doymak bilmez bir hırs ve yetenek. | Open Subtitles | طموحات ومواهب بلا حدود. |
Farklı isteklerim, farkı amaçlarım var. | Open Subtitles | . و لدي طموحات مخيفة أكبر من ذلك |
Savaş sonrası politik hırslarım yok. | Open Subtitles | ليس لدى طموحات سياسية على الإطلاق |
Acemice politik arzuların falan varda seçim kampanyana fon mu sağlıyorlar? | Open Subtitles | هل لديك طموحات سياسية سخيفة وهم يموّلون حملتك؟ |
Eskisi gibi aşırı maddi tutkularım kalmadı. | Open Subtitles | ليس لدي طموحات مادية ، كما كنت في السابق |
Babamın beklentileri, annemin tasvip etmeme bakışları beni dibe çekiyor. | Open Subtitles | تثقلني طموحات أبي وانتقادات أمي، |