"طواريء" - Translation from Arabic to Turkish

    • acil
        
    • kod
        
    • durum var
        
    • bir durum
        
    acil durum kilitlerini havaya uçurmak için patlayıcıları da yanında götürecek. Open Subtitles سوف تحضر مفجرات كي تفجر أحزمة العزل من أجل تفجير طواريء
    L.A. acil, 911. Ne bildiriyorsunuz? Open Subtitles طواريء مدينة , هنا الطواريء ما الذي تبلغ عنه ؟
    Gözlem odasında acil sinyal gönderme cihazı var. Open Subtitles هناك جهاز طواريء يرسل، في غرفة المراقبة الأمامية.
    acil durum paraşütleri uçağın kuyruk bölümünde. Ama atlamak için çok yüksekteyiz. Open Subtitles لدينا مظلات طواريء في مؤخرة الذيل، لكننا على علو شاهق
    Ama otopside tıbbi açıdan acil ne olabilir ki? Open Subtitles تعني حالة طواريء ولماذا لا يوجد اشـارة من الكاميرا
    Burası otopsi odası, acil Servis değil. Open Subtitles انها غرفة تشـريح وليسـت غرفة طواريء في المسـتشـفى لا أسـتطيع عمل شـيء أنا آسـف
    acil durumlar için telefonumun arama bekletme özelliği var. Gibbs'in bunu bildiğini bile sanmam. Open Subtitles هل تعلمين انه أنتظر مكالمة طواريء وأنا متأكد أن جيبز لا يعلم ما هي مكالمة الانتظار
    Çünkü Beck, "beni kurtarın, acil durum. Open Subtitles لانك بيك تركت رساله تقول انقذني هذه طواريء
    Şehirde acil bir durum vardı. Open Subtitles سيدتي، آسفة للتأخر كانت لدينا حالة طواريء بوسط المدينة
    Uçak kaçırılma durumu olduğunu ve suçluların uçağı silah olarak... kullanmayı planladıklarını gösteren bir acil durum sinyali. Open Subtitles إنها إشارة طواريء توحي بوجود عملية اختطاف وأن الخاطفين ينوون استعمال الطائرة كسلاح
    Bu bir acil tıp teknisyeni tarafından dün gece Pittsburg'da hastanede cep telefonu ile çekilen bir video. Open Subtitles هذا فيديو أخذ عبر الهاتف المحمول من فني غرفة طواريء في مشفى في بطرسبرج ليلة أمس
    1.5 km ötede acil Servis kliniği var. Hava neredeyse karardı. Anne, bu delilik. Open Subtitles هناك مركز طواريء على بعد ميل وقد أوشك الظلام أن يحلّ
    Biliyorum, ama acil bir iş çıktı ve çok kısa bir süre için oradan ayrıldım. Open Subtitles اعلم ذلك، لكن كانت هناك حالة طواريء بالعمل.. وقد رحلت لدقيقة فقط
    Kapı kilitleri, hükümet binası, acil durum koğuşu. Open Subtitles منشآت رئيسية, مباني حكومية, أجنحة طواريء
    Hayati çalışmanızı böldüğüm için üzgünüm kızlar ama şehirde acil bir durum var gibi görünüyor. Open Subtitles عذراً لمقاطعة مثل هذا العمل الحيوي, أيها الفتيات و لكن يبدو أننا في حالة طواريء
    Kardeşin, oğlunu okuldan acil bir ailevi durum var diyerek almış. Open Subtitles أَخّوكَ أخرجَ أبننا من المدرسة بشكل طواريء عائلية
    Seni böyle bırakmayız. Bu acil bir durum. Open Subtitles كلا، لا نستطيع ترككِ هكذا، هذه حالة طواريء.
    Kıymetli otelinde acil bir durum var ama sen halletmek için koşmuyorsun. Open Subtitles هناك حالة طواريء في فندقك الغالي و أنت لا تهرع لتصلحه؟ لماذا ؟ ..
    Asansörlerin acil durum çıkışları var. Sunucu odasından çalıştırılabilirler. Open Subtitles لدى المصاعد طواريء عند التعطل يمكنك تفعيلها من غرفة المخدِّم
    Yeni Doğan Yoğun Bakım'da mavi kod, beşinci yatak. Open Subtitles إنذار طواريء العناية المركزة لحديثي الولادة، السرير رقم 5.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more