"طوال الحياة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ömür boyu
        
    • hayat boyu
        
    • hayatı boyunca
        
    Yarın o gazeteyi fırlatıp atacaksın, oysa bu kitap ömür boyu seninle kalacak. Open Subtitles غدا سترمي تلك الجريدة لكن هذا الكتاب سيبقى معك طوال الحياة
    Eğer ömür boyu yeseydim, nasıl burada olabilirdim? Open Subtitles إذا كان لدى حكم بالسجن طوال الحياة ، فماذا أفعل هنا؟
    Evlenmek gibi bir şeydir. Bir ömür boyu gider. Open Subtitles حسناً, الأمر كأننا نتزوج هذا طوال الحياة
    İki ay, iki yıl, bir hayat boyu harcayabilirsin. Hepsi bir. Open Subtitles وقد تستغرق 6 أشهر عامين طوال الحياة كله متشبه
    Başka insanların hayatı boyunca tadamayacağı sevgiyle. Open Subtitles بحب أكثر بكثير مما يعرفه عديد من الناس طوال الحياة
    Tam 50'ler tarzında bir ilişkiydi. 3 dakika seks ve bir ömür boyu süren pişmanlık. Open Subtitles كانت رومانسية بطريقة الخمسينيات 3دقائق من الجنس وتبقى نادم طوال الحياة
    Karnında bebeğimizi taşıyorsun. Bir ömür boyu benden önde sayılırsın zaten. Open Subtitles أنتِ حاملٌ بطفل , طفلنا لذا أنتِ رسمياً متفوقةٌ عليّ طوال الحياة
    Yani ona katılmıyorum ama ömür boyu cezalandırmanın da bir mantığı yok. Open Subtitles ما أقصده,هو أنني لا أتفق مع مايقوله, ولكن هذا ليس سببًا لندينه طوال الحياة بسببه.
    ömür boyu sürecek kutsal bir bağ kurmak üzeresin. Open Subtitles أنت على وشك إجراء إلتزام مقدس طوال الحياة
    Her gün daha iyi bir yazar olmak ise, o zaman bu ömür boyu sürecek bir yolculuk demektir. Open Subtitles وكاتب أفضل كل يوم، اذاً،لانهاية لهذه الرحلة طوال الحياة.
    Ve kendilerini ömür boyu eşlerine adayan sadık çiftler tarafından şereflendirilir. Open Subtitles وقد تم تكريمها من أزواج مؤمنين من ارتبطوا ببعضهم البعض طوال الحياة.
    ömür boyu devam edebilecek ilişkiler burada doğuyor. Open Subtitles من أجل خلق علاقة تستمر طوال الحياة
    ömür boyu devam edebilecek ilişkiler burada doğuyor. Open Subtitles من أجل خلق علاقة تستمر طوال الحياة
    Eğer çeneni kapalı tutmazsan, ömür boyu bekleyeceksin. Open Subtitles إن لم تصمت فسوف ينتظونك طوال الحياة
    ömür boyu asker, Delta Force gücü sandık dolusu madalya, tamamen yabancı. Open Subtitles ضابط طوال الحياة مؤخرة صلبة في " دلتا فورس " صدر مليء بالأوسمة غريب تماماَ
    Bu çocuklara aileleri ömür boyu ceza verirler. Open Subtitles هؤلاء الأولاد سيبقون هنا طوال الحياة.
    Bu, adamın kalbini kadının kalbine çeken, hayat boyu sürecek bir yolculuktur." Open Subtitles انا رحلة طوال الحياة تجذب قلبه تجاه قلبها
    Ayrıca hayat boyu sürecek bir söz vermişsindir demek. Open Subtitles -نعم وتعني ايضا انك صنعت ميثاقا طوال الحياة
    Hayır, Jim haydi ama hayat boyu sadece ikimiz kalamayız. Open Subtitles سأكون تعبا" لمدة اسبوع -كلا (جيم) لا يمكن أن نبقى انا وانت فقط طوال الحياة
    Bill'i ilgilenmeye iten ve hayatı boyunca ilgilenmesini sağlayan senaryonun ne olduğunu bilmiyorum. TED أنا لا أعرف ما القواعد التي ستجعل "بيل" يلتزم ويصمد طوال الحياة.
    Bu, herkesin hayatı boyunca almayı hayal ettiği bir teklif. Open Subtitles إنه نوع العروض الذي نحلم به طوال الحياة
    Bin sene boyunca veya hayatı boyunca! Open Subtitles لألف سنة أو طوال الحياة...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more