Bütün gün, seninle bir dakika geçirmeyi umarak bekledim üstelik seni tanımıyorum bile. | Open Subtitles | انتظر طوال اليوم على امل قضاء دقيقة أخرى معك وانا حتى لا أدرى |
Bütün gün burada dirseklerimizin üzerinde durmaktan iyidir. | Open Subtitles | أجل, فهي أفضل من الجلوس هنا طوال اليوم على مرافقنا. |
Bütün gün şu kızlarla iyi anlaş diye didindim durdum. | Open Subtitles | كنت أعمل طوال اليوم على دمجكِ بصورة حسنة مع تلكم الفتيات |
Bütün gün nereye gittin peki? | Open Subtitles | أين ذهبتي طوال اليوم على كل حال؟ |
Bütün gün sokağın köşesinde iş için beklerlerken delirmemelerini sağlayan şeylerden biri de budur. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي يحافظ على عقولهم من الجنون... عندما يقفون طوال اليوم على الأرصفة ينتظرون العمل. |
Diana ve Mario. Bütün gün bilgisayarda konuşuyorlardı. | Open Subtitles | ديانا " و"ماريو" كانا يتحدثان طوال اليوم على حاسوبهما" |
Kardeşimi tanısaydın onun terörist ya da casus olduğu fikrine Bütün gün gülerdin. | Open Subtitles | اذا كنتي تعرفين أخي سوف تضحكين طوال اليوم على هذه الفكرة أن أخي كان أرهابي أو جاسوس أوالأشياءالأخرىالتيقلتيها... |
Bütün gün aynı yerde çalışıyoruz. | Open Subtitles | انا معه طوال اليوم.. على اي حال |
Bana bakın beyinsizler Bütün gün kıçınızı yayıp bilgisayar başında oturuyorsunuz. | Open Subtitles | ...أيها الحمقى أنتم تجلسون هنا طوال اليوم على أجهزتكم |
Bütün gün kaçırma haberi veriyorlar. | Open Subtitles | قصة الخطف طوال اليوم على الشاشة |
O el yıkama kasesini iki kere tuvalete gitmiş olmama rağmen Bütün gün yapmadığım bir şeyi, yani ellerimi yıkamak için kulandım. | Open Subtitles | لقد إستخدمت فقط هذا الوعاء لغسل يداى ، شئ ما لا أفعله طوال اليوم على الرغم من أننى قد أسقطت براز فى حمام السباحة مرتين من قبل |
Bütün gün Appa'nın resimlerini çizmekle uğraştım. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل طوال اليوم على ( آبا ) خاصتي |
"Bütün gün ayakta | Open Subtitles | طوال اليوم على قدميه " |
Lux Bütün gün yatağında ağladı. | Open Subtitles | لكس)، ظلّت تبكي طوال) اليوم على فراشها |