"طوال اليوم و" - Translation from Arabic to Turkish

    • tüm gün
        
    • Bütün gün
        
    tüm gün burada kalma çabam yok. Ve şunu söyleyeyim. Open Subtitles لا اريد ان اكون هنا طوال اليوم و انا اخبرك
    Yukarı, indir, yukarı, indir, yukarı, indir. tüm gün çalışırız, ve de tüm gece Öğrenmedik okumayı ne de yazmayı tek bir hece. Open Subtitles أجل طوال اليوم و الليل, لم نتعلم القراءة والكتابة, قلوبنا سعيدة
    Michael tüm gün Strelsau'daydı. Open Subtitles مايكل كان فى سترلساو طوال اليوم و لا زال
    Bütün gün onunla olduğunu biliyordum ve olay anında da onlarlasındır diye düşündüm. Open Subtitles كنت اعرف انك معه طوال اليوم و اعتقدت انك معه حينما حدث الأمر
    Bütün gün dışarıda bekler, pencerelere bakardı. Open Subtitles كان يقف خارج المنزل طوال اليوم و ينظر من النافذة
    Bütün gün dışarıdaydım ve o benim evimde benim yıldızımı benim ağacıma takıyor. Open Subtitles أنا بالخارج طوال اليوم و ها هو في منزلي يضع النجمة خاصتي
    tüm gün masa başında ,seksüel samimiyetle ilgili yazım hakkında çalıştım. Open Subtitles طوال اليوم و أنا أدرس مقالات عن العلافات الحميمه
    Anne, daha fazla "benim gibi"lerim olmasın. tüm gün bu anıları anlatıyorsun. Open Subtitles أنتِ تذكرين تلك الذكريات طوال اليوم و هذا يدفعني للجنون
    tüm gün boyunca oradaydı, hem de susuz. Open Subtitles مازلت هنا في العراء طوال اليوم و بدون ماء
    tüm gün canım çıkana kadar çalışıyorum ve tek düşündüğüm günün sonunda yapacağım sıcacık banyo, Open Subtitles أنا أعمل بجد طوال اليوم و الأمر الوحيد الذي كان يخفف عني هو الحمام الساخن
    Kiki tüm gün okulda oluyor, ve görünüşe göre ikinci bir bebek de yapmıyoruz. Open Subtitles فكيكي في المدرسة طوال اليوم و بما أننا على ما يبدو لن نحظى بطفل آخر.
    tüm gün boyunca onları izleyebilir ve büyük bir doğrulukla hangi zamanda ne yapacaklarını bilebilirim. Open Subtitles بنظام حثيث بوسعي مراقبتهم طوال اليوم و علمي بقدر كبير من التيقّن، ما سيفعلونه في أيّة لحظة
    Ben tüm gün dersteyim sonra da toplantılarım var. Benim hazırlamam gereken bir düğün yemeği var. Open Subtitles أنا في الحصة طوال اليوم و لدي مواعيد بعدها
    Herif Bütün gün kulağımdaydı. Serseriyi öldüresim geldi. Open Subtitles الرجال يثرثرون في أذني طوال اليوم و أريد أن أقتل الأبله
    Onu Bütün gün görmedim. Ve buraya ne şekilde vardığımızı bilmem gerek. Open Subtitles انا لم اره طوال اليوم و كان علي ان اعرف ما و ضعنا
    Bütün gün onu görmedim ve ne durumda olduğumuzu çözmem lazım. Open Subtitles انا لم اره طوال اليوم و كان علي ان اعرف ما و ضعنا
    Bütün gün komadaydılar, ama şimdi bak onlara. Open Subtitles لقد كانو فى غيبوبة طوال اليوم و الأن أنظر اليهم
    Lütfen, Bütün gün dışarıdaydın. Burada yemek yaptım. Open Subtitles لا، أنت بالخارج طوال اليوم و أنا محبوسة هنا
    - Tabii ki. O da Bütün gün evdeydi. Onun da anlatacak şeyleri vardır. Open Subtitles كانت في المنزل طوال اليوم و عندها أمور تخبرك بها كذلك, أستمرا
    Bunu şimdi söylüyorsun, ama Bütün gün ata binip, hayvan kürkü giyip, sonra da tutsak kız kostümü giymiş Kanadalı seksi bir figüranı görünce, onu yağmalamakta özgürsün. Open Subtitles أنت تقول هذا الآن. و لكن عندما تمتطي حصان طوال اليوم و أنت ترتدي فرو الحيوانات.. و ترى ممثلة كندية إضافية..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more