Bir günde ayağımın altında biriken kirden 5000 tuğla yaptım ve traktörü de 6 günde yaptım. | TED | ضغطت 5000 طوبة في يوم واحد من التراب تحت قدمي وبنيت جرار في ستة أيام. |
Hala yüzünü görebiliyorum. Sanki biraz önce tuğla yutmuş gibiydi. | Open Subtitles | لازلت اتذكر وجهه بدا وكانه ابتلع طوبة لتوه |
Bir araba camına tuğla atmaktan olay çıkarmaktan söz ediyorum. | Open Subtitles | إني أتحدث عن رمي طوبة على زجاج سيارة أحدهم أنا أتحدث عن اخراجها للخارج وتقطيعها |
-Her yeri ara, taş ve taş. | Open Subtitles | ضع كل شئ فى الأسفل طوبة تلو طوبة |
Bu binada birisi olmaz zorunda! tuğlaya ihtiyacım var. Sadece bir tuğlaya. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك شخص ما أحتاج طوبة |
Efsaneler, bu kalenin yapılışının çok ince hesaplara dayandığını söyler öyle ki sırf kale için özel 100 bin tuğla üretilmiş ve bunlardan geriye kullanılmayan ancak bir tane tuğla kalmış. | Open Subtitles | تقول الأسطورةالذي بنى القلعة خططت لذا بدقة شديدة صنعة 100.000 طوبه خصيصا لها وفقط طوبة واحدة تركت غير مستعملة. |
Ya da pencerelerine tuğla atıp mağazalarını ateşe vermelisin. | Open Subtitles | أو رمي طوبة عبر نوافذهم أو إضرام نارٍ في محاّلهم |
Bu akşamüstü Mr. Galleria'nın evinin camına bir tuğla atılmış. | Open Subtitles | حسناً, في وقت مبكر من الليلة طوبة رُمِيت من خلال النافذة الأمامية لـ منزل السيد قالريا |
Bu kez adamların oraya tuğla öremeden ayrılınca, insanlar senin birşey yapamayacağını anlayacak. | Open Subtitles | اللحظة التى يغادر فيها رجالك المكان دون تحريك طوبة سوف يفهم الناس أنك غير قادر على فعل شيء |
Kanlı adi herif senin dediğin gibi bir tuğla bile alamadı! | Open Subtitles | الوغد الدموي لم يتمكن من إنتزاع طوبة كما قلت |
17 yaşındayken benzincinin camına tuğla atıp kırmıştım ve tekerlek çalmıştım çünkü çok güzeldiler ve ben onları istiyordum. | Open Subtitles | أتعلمين، عندما كنت في السابعة عشر، قذفت طوبة في نافذة زجاجية تخص محطة خدمة وسرقت مجموعة من الإطارات، |
Bir karayolu geçidinden arkadaşlarıyla tuğla atarken yakalanmış ki o tuğlalardan biri de arabanın tekine çarpıp bir sürücüyü öldürmüş. | Open Subtitles | قُبض عليه وهو يرمي الطوب من أعلى كوبري الطريق السريع مع أصدقائه وتسببت طوبة فى قتل سائق |
İmparatorluğu'n kurulmasına yardım ettiğini söyledi, tuğla tuğla. | Open Subtitles | قالت أنّك تساعد في بناء الرايخ، طوبة بعد أخرى. |
Galiba bir tuğla daha lazım. Getir. | Open Subtitles | أعتقد اننا نحتاج الى طوبة أخرى ضعها |
Bugün tuğla fırlatan yarın kurşun sıkar. | Open Subtitles | ,اليوم طوبة اليوم الآخر ربما رصاصة |
- Ah, bir roket yapmak değildir. - Birisinin camına tuğla fırlattım. | Open Subtitles | و صاروخ في البيت , أليس كذلك - لقد رميت طوبة على نافذة - |
Bir dahaki sefere gerçek tuğla atarım! | Open Subtitles | آآهـ المرة القادمة ستكون طوبة حقيقة brick |
Cehenneme olan yolculuğunda başka bir tuğla daha. | Open Subtitles | طوبة أُخرى في طريقه إلى الجحيم. |
"taş, kağıt, makas, sevgili, çalıştırıcı" oynadığımızın farkında değildim. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أننا نلعب "طوبة ورقة مقص حبيبة مدربة" |
Ama sabıka fotoğrafını bir tuğlaya bağlayıp camıma attığın için sağ ol. | Open Subtitles | ولكن شكراً لأنك رميت طوبة, على نافذتي. |
Bu kadınlar burada gördüğünüz gibi 17 adet sınıf yapabilmek için beş yüz bin adet tuğlayı üst üste dizdi. | TED | هذه السيدات حرفيا وضعوا ال500000 طوبة اللاتى يصنعن ال17 خيمة مثل تلك. |
Daha sonra burada Geon Woo ve Yeon Woo ile birlikte yaşamak için tuğlalarını teker teker taşımıştım. | Open Subtitles | شيّدته كي يمكننا... جميعاً العيش فيه. طوبةً بعد طوبة. |
Bu arada, ne yaparsan yap sakın "duvardaki tuğlalardan biri daha" olma. | Open Subtitles | ومهما تفعلين لا تكوني طوبة أخرى في الجدار |
Buradaki her şey, tuğlasına kadar Gloucestershire'dan ithal edildi. | Open Subtitles | المكان كله تم استيراده من الخارج طوبة طوبة من (جلاسيستر) |