Bu ilişkinin başladığı yer Tibet'in güney sınırı boyunca uzanan sıradağlardır. | Open Subtitles | نقطة البداية لتلك العلاقة سلسلة الجبال تمتد على طول الحدود الجنوبيه لمنطقة التبت |
Bütün sınırı boyunca telleri yükseltti savaş gemileri karasularımızın yanıbaşına konuşlandırıldı. | Open Subtitles | لقد نشر الأسلاك الشائِكة على طول الحدود بأكملِها، سُفُنَه الحربية مُتمركزةً على حافة مياهُنا |
Amerika Meksika sınırı boyunca olan kanlı seri cinayetler hakkında. | Open Subtitles | حول سلسلة من جرائم القتل الدموية على طول الحدود الأمريكية المكسيكية |
Kuzey birliklerinin tüm Sınır boyunca toplandıkları haberini aldık. | Open Subtitles | حصلنا على مايلي : احتشدت القوات الشمالية على طول الحدود |
Sınır boyunca işlenen cinayetleri haritada işaretledim. | Open Subtitles | والآن إن قمت بتتبع الأماكن حيثُ حدثت جميع حوادث القتل على طول الحدود |
sınırları boyunca devasa fırtınalar meydana getirirler. | Open Subtitles | تتكوّن عواصف ضخمة على طول الحدود |
Gördüğünüz üzere burada bir kahve dükkânına uğramış ama orada yalnızca bir kaç dakika kalmış Middleton Üniversitesi kampüsünün güney sınırı boyunca seyahat etmiş... | Open Subtitles | يمكننا أن نرى أنه توقف عند مقهى هنا لكنه كان هناك لبضع دقائق ثم سافر على طول الحدود الجنوبية |
Sonra Çin sınırı boyunca Amur Nehri'ni takip ettim. | Open Subtitles | و تتبعت نهر أومور على طول الحدود الصينية... |
Ayrıca, Güney Bölge Komutanlığı'yla koordinasyon içinde vilayet sınırı boyunca harekât noktaları kuruyoruz. | Open Subtitles | نحن أيضا في مرحلة التنسيق النهائي مع منطقة القيادة الإقليمية في الجنوب لتطوير إطار العمليات فى الشقوق الجبلية الموجودة على طول الحدود الإقليمية |
(Gülüşmeler) Bu voleybolun sınır versiyonu ve 1979'dan beri oynanıyor. (Gülüşmeler) ABD-Meksika sınırı boyunca iki uluslu mirası kutlamak için. | TED | (ضحك) إنها نسخة من كرة الطائرة التي تمارس منذ 1979 (ضحك) على طول الحدود بين أمريكا والمكسيك للاحتفال بالتراث الثنائي للبلدين. |
Ulusal Muhafız birliklerinin Sınır boyunca uzun süreli denetim yapması da kararlaştırıldı. | Open Subtitles | بينما يحتشد الحرس الوطني على طول الحدود... . لفترة زمنية طويلة. |
Cennak bataklığı, Sınır boyunca uzanır. | Open Subtitles | مستنقع (سيناك) يجري على طول الحدود مباشرة |
Pershing'in tüm Sınır boyunca taburları var. | Open Subtitles | بيرشينج) نشر القوات) على طول الحدود |
Turrell'in resimlerinin Meksika ve Kanada sınırları boyunca tüm kontrol noktalarına asıldığı belirtildi. | Open Subtitles | (صور مفصلة لــ(توريل و يجري تعميمها على نقاط التفتيش "على طول الحدود "المكسيكية "و "الحدود الكندية |
Mart 1941'de Rus birlikleri, Macaristan, Romanya ve hatta Bulgaristan sınırları boyunca, Almanlarla karşı karşıya gelmişti. | Open Subtitles | بحلول مارس 1941، كانت القوات الروسيه تـقف بـالفعل فـى مـواجهة الـقوات الألـمانيه ( على طول الحدود مع ( المجر ( و ( رومانيا ) و حتى ( بلغاريا |